İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iddianamesi, kamuoyunda büyük yankı uyandıran çarpıcı detaylar içermeye devam ediyor. İddianamede yer alan bir HTS (Historical Traffic Search) tespiti, tutuklu bulunan İBB Spor Kulübü Başkanı ve "örgüt yöneticisi" olarak gösterilen Fatih Keleş ile ilgili şaşkınlık yaratan bir iddiayı gündeme getirdi. İddiaya göre, itirafçı konumundaki iş insanı Süleyman Atik ile Fatih Keleş'in aynı tarih ve saatlerde Bakırköy Aqua Florya AVM civarındaki baz istasyonundan sinyal verdiği belirlendi. Ancak bu durumun en dikkat çekici yanı, Fatih Keleş'in söz konusu tarihlerde cezaevinde bulunmasıydı.

Cezaevinden Sinyal İddiası Gündemde

Bu iddia, akıllara "Fatih Keleş cezaevindeyken nasıl Florya'dan sinyal verebilir?" sorusunu getiriyor. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede yer alan bu tespit, olayın daha da derinlemesine araştırılması gerektiğini gösteriyor. İddianamede, Süleyman Atik'in itirafları ve HTS kayıtları arasındaki bu çelişki, soruşturmanın seyrini değiştirebilecek nitelikte. Keleş'in avukatları ise henüz konuyla ilgili bir açıklama yapmadı.

Bu durum, akla bir dizi soruyu getiriyor:

• Cezaevinde bulunan bir kişinin, dışarıda bir baz istasyonundan sinyal vermesi mümkün mü?
• HTS kayıtlarında bir yanlışlık olabilir mi?
• Yoksa Fatih Keleş'in cezaevinden gizlice çıkarıldığına dair bir komplo mu söz konusu?

HTS Kayıtları Ne Anlama Geliyor?

HTS kayıtları, bir cep telefonunun hangi baz istasyonlarından sinyal aldığını gösteren detaylı bir dökümdür. Bu kayıtlar, bir kişinin belirli bir zaman diliminde nerede bulunduğunu tespit etmek için kullanılabilir. Ancak HTS kayıtlarının her zaman kesin ve doğru sonuçlar vermediği de unutulmamalıdır. Sinyal sapmaları, teknik arızalar veya yanlış baz istasyonu eşleşmeleri gibi nedenlerle HTS kayıtlarında hatalar oluşabilir.

Olayın Muhtemel Etkileri

İBB iddianamesinde yer alan bu çarpıcı iddia, önümüzdeki günlerde daha da çok tartışılacağa benziyor. Eğer Fatih Keleş'in gerçekten de cezaevindeyken Florya'dan sinyal verdiği kanıtlanırsa, bu durum İBB soruşturmasının seyrini tamamen değiştirebilir. Ayrıca, bu durum cezaevi güvenliği ve HTS kayıtlarının güvenilirliği konularında da ciddi tartışmaları beraberinde getirebilir.

Bu tür iddiaların ortaya atılması, kamuoyunda büyük bir merak ve endişe yaratmaktadır. İddiaların doğruluğu ve olayın perde arkası, yapılacak detaylı soruşturmalar sonucunda aydınlatılacaktır. Ancak şimdiden, bu durumun İBB ve Türk siyaseti üzerindeki etkileri merakla beklenmektedir.