Tekirdağ'ın Şarköy ilçesine bağlı Gaziköy Mahallesi'nde, İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremden bir gün önce yaşanan yoğun gaz kokusu paniğe yol açtı. Mahalle sakinleri, kokunun deniz yönünden geldiğini ve daha önce yaşanan bir sondaj olayındaki kokuya benzediğini belirtti. Bu durum, akıllara deprem ile gaz kokusu arasında bir bağlantı olup olmadığı sorusunu getirdi.
Deprem ve Gaz Kokusu İlişkisi: Uzman Ne Diyor?
Gaziköylülerin İHA'ya yaptığı açıklamalara göre, depremden bir gün önce akşam saatlerinde mahalleyi saran gaz kokusu, daha önce benzer bir olaya rastladıkları için başlangıçta fazla endişe yaratmadı. Ancak ertesi gün meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, vatandaşların bu durumu Ganos Fay Hattı ile ilişkilendirmesine neden oldu. Peki, deprem öncesinde hissedilen gaz kokusu ne anlama geliyor? Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Tuncay Taymaz, bu konuda önemli açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Taymaz'a göre, aktif fay zonlarında bu tür durumlar gözlemlenebilir. Fay hatlarındaki hareketlilik, yer altındaki gazların yüzeye çıkmasına neden olabilir. Ancak, bu durumun kesin olarak depremle ilişkili olduğunu söylemek için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.
Gaz Kokusu Neden Kaygı Yaratıyor?
Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlar için deprem öncesi belirtiler büyük önem taşıyor. Gaz kokusu gibi olağandışı durumlar, haklı olarak kaygıya neden oluyor. Bu tür olayların bilimsel olarak incelenmesi ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi, panik ortamının önüne geçmek açısından büyük önem taşıyor.
- Gaz kokusu, yer altındaki fay hatlarının hareketliliğinin bir işareti olabilir.
- Daha önce yaşanan sondaj çalışmaları, bölgedeki gaz yoğunluğunu etkilemiş olabilir.
- Vatandaşların benzer kokulara aşina olması, durumu daha da karmaşık hale getiriyor.
Sonuç: Bilimsel Araştırmalar Devam Etmeli
Tekirdağ'da deprem öncesinde yaşanan gaz kokusu olayının, depremle doğrudan ilişkili olup olmadığını kesin olarak belirlemek için daha fazla bilimsel araştırma yapılması gerekiyor. Bu tür olayların yakından takip edilmesi ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi, deprem riskini azaltma çalışmalarına önemli katkı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmek ve gerekli önlemleri almak hayati önem taşıyor.