Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Sinan Ateş'in Ankara'da uğradığı suikast sonucu öldürülmesine ilişkin davada önemli bir gelişme yaşandı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin 10 sanık hakkında verdiği mahkumiyet kararlarını onama kararı aldı. Bu karar, davada yeni bir aşamaya geçildiğini gösteriyor.

İstinaf Mahkemesi'nden Kritik Karar

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nin daha önce verdiği kararda, tetikçi Eray Özyağcı, motosiklet sürücüsü Vedat Balkaya, keşif yapan Suat Kurt, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Ayrıca, tetikçiyi Ankara'ya getiren Özel Harekat Polisi Aşkın Mert Gelenbey, polis memuru Murat Can Çolak ve Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel'e 18'er yıl, Mustafa Uzunlar'a 15 yıl hapis cezası verilmişti. Alper Atay ise "suçluyu kayırma" suçundan 2 yıl hapis cezası almıştı.

Cumhuriyet Savcısı ve taraf avukatlarının itirazlarını değerlendiren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararlarını hukuka uygun buldu. Daire, sanık Eray Özyağcı hakkında maktulü tasarlayarak kasten öldürme, Selman Bozkurt'u kasten öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından verilen cezaları onadı. Diğer sanıklar hakkındaki kararlar da aynı şekilde onandı.

Tahliye Talepleri Reddedildi

Mahkeme, sanıklar Emre Yüksel, Tolgahan Demirbaş, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Mustafa Uzunlar, Vedat Balkaya ve Suat Kurt hakkında yapılan tahliye taleplerini de reddetti. Gerekçe olarak, suçların CMK'nın 100/3. maddesinde sayılan katalog suçlardan olması, sanıklar hakkında kaçma şüphesi bulunması ve adli kontrolün yetersiz kalacağı kanaati gösterildi.

Bu kararla birlikte sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmedildi. Dava sürecinin bu aşamasında, sanıkların bir süre daha cezaevinde kalacakları kesinleşti.

Davanın Muhtemel Etkileri

İstinaf Mahkemesi'nin bu kararı, Sinan Ateş cinayeti davasında önemli bir dönüm noktasıdır. Kararın onanması, davanın seyrini ve kamuoyunun davaya olan bakışını etkileyecektir. Özellikle, davada adı geçen kişilerin siyasi bağlantıları ve olayların arka planı hakkındaki tartışmaların yeniden alevlenmesi beklenmektedir.

Bu karar, aynı zamanda Türkiye'deki yargı süreçlerinin işleyişi ve siyasi davalara yaklaşımı konusunda da önemli bir örnek teşkil etmektedir. Dava sürecinin bundan sonraki aşamaları ve Yargıtay'ın vereceği karar, kamuoyu tarafından yakından takip edilecektir.