Ankara'da toplanan Cumhuriyetçiler Kurultayı, Türkiye'nin geleceği için önemli bir birlik çağrısı yaptı. Kurultay, laiklik, bağımsızlık ve halkçı değerler etrafında birleşerek Cumhuriyet'in tasfiyesine karşı güçlü bir duruş sergiledi. Yayınlanan sonuç bildirgesinde, "Laik ve bağımsız Türkiye'yi bir emekçi halk cumhuriyeti olarak ayağa kaldıracağız" mesajı öne çıktı. Peki, bu birlik çağrısının arkasında yatan nedenler neler?

Cumhuriyet'e Yönelik Tehditler

Kurultay katılımcıları, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş devriminin önemine vurgu yaparak, günümüzdeki ekonomik, siyasal ve ideolojik saldırılara karşı bir halk hareketi inşa etme kararlılığını dile getirdiler. Cumhuriyet'in sadece son yıllarda değil, uzun bir süredir adım adım tahrip edildiğine dikkat çekildi. Bu bağlamda, şu önemli noktalara değinildi:

• Laiklik İlkesinin Aşındırılması: Dinsel inanç ve kuralların toplumsal ve siyasal yaşamın dışına çıkarılması ilkesine yönelik artan eleştiriler.
• Bağımsızlığın Zayıflatılması: Emperyalist devletlerle yapılan bağımlılık anlaşmaları ve dış politikadaki tavizler.
• Kamusal Ekonominin Çökertilmesi: Devletin ekonomik rolünün azaltılması ve kamu kaynaklarının özel sektöre aktarılması.

Birlik Çağrısının Anlamı

Kurultay bildirgesinde, tüm Cumhuriyetçi kurum, kişi ve güçlerin bu eksende buluşarak, Cumhuriyeti ayağa kaldırmak için bir halk hareketi başlatması çağrısı yapıldı. Laikliğin bir yaşam biçimi tercihine indirgenmesine ve halkın inançlarıyla çeliştiği iddialarına karşı çıkıldı. Laikliğin, toplumun geleceğinin özgürce kararlaştırılabilmesinin başlangıç noktası olduğu vurgulandı. Ayrıca, Türkiye'nin tam bağımsızlığı için emperyalist devletlerle yapılan bağımlılık anlaşmalarının kaldırılması gerektiği belirtildi. NATO üyeliğinden çıkılması, yabancı üslere el konması gibi adımların acil ve zorunlu olduğu ifade edildi.

Halkın Rolü ve Gelecek Vizyonu

Kurultay, Türkiye'nin geleceğinin ancak Cumhuriyet'in değerlerine sahip çıkarak ve halkın örgütlü mücadelesiyle inşa edilebileceğine inanıyor. Emekçilerin politik ve sendikal örgütlenmesinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulanırken, Cumhuriyetin ancak bir emekçi iktidarıyla ayağa kalkabileceği belirtiliyor. Halkın haklarının er ya da geç geri alınacağına olan inançla, laik ve bağımsız bir Türkiye için yola çıkıldığı ilan ediliyor. Bu birlik çağrısı, Türkiye'nin geleceği için umut vaat eden bir adım olarak değerlendirilebilir.