Jinekoloji Randevusunda Şok Ayrımcılık! Bekar Kadınlara Yasak Mı?
Politika

Jinekoloji Randevusunda Şok Ayrımcılık! Bekar Kadınlara Yasak Mı?


31 May 20255 dk okuma4 görüntülenmeSon güncelleme: 01 June 2025

Merkezi Hekim Randevu Sistemi'nde (MHRS) yapılan yeni bir güncelleme, jinekoloji randevularında şok edici bir ayrımcılığı ortaya çıkardı. İddialara göre, 25 yaş altı kadınlar yalnızca evliyseler jinekoloji bölümünden randevu alabiliyor. Bu durum, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve birçok sağlık uzmanının tepkisine yol açtı. Uygulamanın insan haklarına aykırı olduğu ve toplum sağlığını tehlikeye attığı belirtiliyor. Peki, bu ayrımcılığın ardında yatan sebepler neler ve kadınlar bu duruma nasıl tepki gösteriyor?

Sağlıkta Yeni Bir Skandal Mı?

MHRS'de yaşanan bu olay, "Jinekoloji (kadın hastalıkları ve doğum)" bölümünden randevu almak isteyen vatandaşların karşısına çıkan bir şartla gün yüzüne çıktı: "25 yaş altı evli, 25 yaş üstü tüm kadınlara (gebelik harici) bakılmaktadır." Bu durum, özellikle genç ve bekar kadınların sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlayarak büyük bir ayrımcılığa neden oluyor. TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, bu ayrımcılığa sert tepki göstererek, "Ayrımcılığa uğramadan, eşit ve ücretsiz sağlık hizmeti almak tüm kadınlar için haktır. Randevu sistemindeki evli/bekar ayrımı kalkıncaya kadar konunun takipçisi olacağız" açıklamasında bulundu.

Uzmanlardan Tepkiler ve Uyarılar

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, bu uygulamayı insan haklarını ayaklar altına alan bir uygulama olarak nitelendirdi. Doğancı, "Sağlık çalışanları ‘Ahlak zabıtası’ ya da ‘İran din polisi’ gibi görev yaparlar ise toplumumuzun sağlığı tehlikeye girer; çünkü hastalıklar gizlenmeye başlar" uyarısında bulundu. Bu tür uygulamaların, özellikle cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılmasına zemin hazırlayabileceği ve kadınların sağlık sorunlarını gizlemesine yol açabileceği vurgulanıyor.

Bu durumun tıp etiğine aykırı olduğunu belirten uzmanlar, 18 yaşın üzerindeki her bireyin, evli veya bekar olsun, cinsel hayatının sadece kendisini ilgilendirdiğini ve sağlık hizmetlerine eşit erişim hakkına sahip olduğunu savunuyor. Erişkin bir hastanın cinsel organlarıyla ilgili bir hastalığının tedavi edilmemesi, hem kişisel hem de toplum sağlığı açısından büyük bir risk oluşturuyor.

Prof. Dr. Doğancı, konuya ilişkin şu önemli değerlendirmelerde bulundu:

  • "Özel hayatın ve tıp etiğinin ihlali; tıp yeminine aykırılık, hatta mesleki ehliyetsizlik; sadece idari bir kabahat değil, ceza hukukuna göre de suçtur."
  • "18 yaşın üstündeki her birey ister erkek ister kadın tıp açısından da hukuk açısından da ‘erişkindir’. İster evli olur; ister bekar; cinsel hayatı da sadece kendisini ilgilendirir."
  • "Erişkin bir hastanın cinsel organlarıyla ilgili bir hastalığının tedavi edilmemesi hem kişisel; hem de özellikle hastalığın cinsel yolla bulaşan bir hastalık olma olasılığı nedeniyle toplum sağlığı açısından da son derece yanlış ve tehlikelidir."

Sonuç: Eşit Sağlık Hakkı İçin Mücadele Devam Ediyor

MHRS'deki bu ayrımcı uygulama, kadınların sağlık hizmetlerine erişiminde büyük bir engel oluşturuyor ve toplumda infial yaratıyor. TTB ve diğer sağlık kuruluşları, bu ayrımcılığın sona erdirilmesi için mücadele ediyor. Kadınların eşit sağlık hakkı için verilen bu mücadele, toplumun her kesiminden destek görüyor ve yetkililerin bu konuda acil adımlar atması bekleniyor. Bu tür uygulamaların, kadınların sağlığını tehlikeye atmasının yanı sıra, toplumda güvensizlik ve ayrımcılık duygularını da körüklediği unutulmamalıdır.