İstanbul ve İzmir Sular Altında mı Kalacak? Şok Rapor!
Politika

İstanbul ve İzmir Sular Altında mı Kalacak? Şok Rapor!


04 November 20255 dk okuma5 görüntülenmeSon güncelleme: 04 November 2025

Dünya alarmda! Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkileri her geçen gün daha da belirginleşirken, kıyı şehirleri için korkutucu senaryolar gündeme geliyor. Swiftest şirketinin hazırladığı yeni bir rapor, İstanbul ve İzmir'in de aralarında bulunduğu 37 şehrin 2100 yılına kadar sular altında kalma riski taşıdığını ortaya koydu. Bu durum, Türkiye'nin iki büyük metropolü için ciddi bir tehdit oluşturuyor.

İklim Krizi İstanbul ve İzmir'i Tehdit Ediyor

Rapora göre, deniz seviyesindeki yükselme nedeniyle İstanbul ve İzmir'in bazı bölgeleri önümüzdeki 100 yıl içinde haritadan silinebilir. İstanbul'da özellikle Karaköy, Eminönü, Beşiktaş ve Kadıköy gibi sahil şeridi boyunca uzanan semtler risk altında bulunuyor. İzmir'de ise Kordon, Alsancak ve Karşıyaka gibi bölgelerin sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor.

Bu durumun önüne geçilebilmesi için acil önlemler alınması gerektiği vurgulanıyor. Bilim insanları, şehirlerin gelecekte yaşanabilirliğini koruyabilmesi için sürdürülebilir çözümlerin hayata geçirilmesinin şart olduğunu belirtiyor. Peki, bu çözümler neler olabilir?

  • Sera gazı emisyonlarının azaltılması: Fosil yakıt kullanımının sınırlandırılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek ve enerji verimliliğinin artırılması
  • Kıyı şeridinin korunması: Deniz duvarları inşa etmek, doğal bariyerler oluşturmak ve kıyı erozyonunu önleyici tedbirler almak
  • Su yönetimi: Su kaynaklarının verimli kullanılması, su tasarrufu bilincinin artırılması ve atık su arıtma tesislerinin yaygınlaştırılması
  • Planlama ve yapılaşma: Kıyı bölgelerinde yapılaşmanın sınırlandırılması, riskli bölgelerde yaşayanların güvenli bölgelere taşınması ve iklim değişikliğine uyumlu şehir planlaması

İklim Değişikliğiyle Birlikte Göç Dalgaları Başlayacak

Uzmanlar, iklim değişikliğinin yalnızca sıcaklıkları artırmakla kalmayacağını, aynı zamanda insanlık tarihinin en büyük göç dalgalarına da neden olacağını öngörüyor. Kıyı şehirlerinin büyük bir kısmının önümüzdeki yüzyılın sonuna kadar yaşanamaz hale gelebileceği belirtiliyor. Bu durum, milyonlarca insanın yaşadığı yerleri terk etmek zorunda kalabileceği anlamına geliyor.

Raporda yer alan "Kıyı şehirlerinin büyük bir kısmı önümüzdeki yüzyılın sonuna kadar yaşanamaz hale gelebilir" ifadesi, durumun vahametini gözler önüne seriyor. Bu nedenle, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda daha kararlı adımlar atılması ve küresel işbirliğinin güçlendirilmesi gerekiyor.

Peki Ne Yapmalıyız?

İstanbul ve İzmir'in sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya olması, iklim değişikliğinin etkilerinin ne kadar ciddi boyutlara ulaşabileceğini gösteriyor. Bu durum, bireysel ve toplumsal olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Daha sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimsemek, enerji tasarrufu yapmak, geri dönüşüme önem vermek ve çevre bilincini artırmak gibi adımlar, geleceğimizi kurtarmak için atabileceğimiz önemli adımlardır.

Unutmayalım ki, iklim değişikliğiyle mücadele sadece devletlerin veya bilim insanlarının sorumluluğu değildir. Her birimiz, kendi yaşam tarzımızda yapacağımız küçük değişikliklerle bu mücadeleye katkıda bulunabiliriz. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için şimdi harekete geçme zamanı.