MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Meclis'te konuşması ve kurulan komisyonun Öcalan'la görüşmesi yönündeki açıklamaları Ankara'da siyasi gündemi derinden sarstı. Bu beklenmedik çıkış, AK Parti içinde farklı tepkilere yol açarak parti içi dinamikleri hareketlendirdi. Nefes yazarı Nuray Babacan'ın kulis bilgilerine göre, AK Parti içinde bu konuda üç farklı bakış açısı belirginleşmiş durumda. Bu ayrışma, parti yönetiminde önemli bir kafa karışıklığına neden oluyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın nasıl bir tutum sergileyeceği merakla bekleniyor.

AK Parti'deki Farklı Cepheler

AK Parti içinde oluşan farklı görüşler, Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin geleceği açısından önemli ipuçları sunuyor. İşte o cepheler:

• Kürt Kadrolar: Bu grup, sürecin tıkanmasının temel nedeninin Suriye politikası olduğunu savunuyor. Türkiye'nin Suriye'deki Kürt yapılarıyla doğrudan iletişim kurmamasının çözüm sürecini olumsuz etkilediğini düşünüyorlar. Kürtlerin hakları konusunda daha cesur adımlar atılması gerektiğini vurguluyorlar.
• Devletçi Kanat: Geleneksel devlet politikası çizgisinde duran bu kesim, Kürt sorununa ilişkin dış müdahalelere şüpheyle yaklaşıyor. Batılı ülkelerin bölgeyi parçalayarak İsrail'in güvenliğini sağlamaya çalıştığı görüşünü savunuyorlar. Bu grubun, "Lübnan bölündü, Yemen bölündü, Irak parçalandı. Şimdi sıra Suriye'de. Aynı oyun Türkiye'ye taşınmak isteniyor" tezini dillendirdiği belirtiliyor.
• "Kendi İçinde Çözüm" Grubu: Daha pragmatik bir yaklaşım sergileyen bu grup, Türkiye'nin Kürt meselesini dış aktörlerden bağımsız olarak çözmesinin, hem ülkenin birliğini koruyacağını hem de uluslararası baskıları azaltacağını düşünüyor. Ancak bu kesim de sürecin zamanlamasının ve yönteminin doğru yönetilmediği görüşünde birleşiyor.

Erdoğan'ın Soğuk Tutumunun Ardındaki Neden

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Bahçeli'nin çıkışına ılımlı yaklaşmasının ardında da bu iç bölünme olduğu iddia ediliyor. Parti yönetiminde, sürecin kamuoyunda nasıl bir tepki yaratacağından endişe duyuluyor. Bu durum, Erdoğan'ın Kürt sorunu konusunda nasıl bir strateji izleyeceğine dair belirsizliği artırıyor.

ABD ile Gerilim İddiaları

Nuray Babacan'ın aktardığı bir diğer kulis bilgisi ise, eski ABD Büyükelçisi Tom Barrack üzerinden yürütülen bir diplomasi hamlesinin başarısızlıkla sonuçlandığı yönünde. İddiaya göre, Barrack'ın "Trump, Erdoğan'a ihtiyacı olan meşruiyeti verecek" sözleri sonrası Ankara, Barrack'ın görevden alınması için girişimde bulundu, ancak sonuç alınamadı. Bu durum, AK Parti'nin Suriye politikalarında ABD üzerinde beklediği etkiyi kuramadığını gösteriyor.

Bahçeli'nin çıkışıyla birlikte İmralı süreci yeniden gündemin en önemli maddelerinden biri haline geldi. Şimdi herkesin gözü Cumhurbaşkanı Erdoğan'da. Erdoğan, bu süreçte Bahçeli'nin çizgisine mi yaklaşacak, yoksa partideki Kürt kanadının taleplerine mi kulak verecek? Bu sorunun cevabı, Türkiye'nin geleceği açısından kritik bir öneme sahip.