10 Mayıs 2025 Cumartesi

Özgür Özel'e Saldırı: Tokat mı, Serbest Bırakmak mı Suçlu? Şok İddialar!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik gerçekleştirilen saldırı, sadece bir güvenlik zafiyeti olarak görülemez. Bu olay, adalet sisteminin yıllardır süregelen sorunlarının ve siyasi hesaplarla şekillendirilen infaz politikalarının bir sonucudur. Çocuklarını canavarca hislerle katletmiş bir kişi, ceza hukukumuzdaki boşluklardan faydalanarak serbest bırakılıyor. Bu durum, kamu vicdanını derinden yaralıyor.

İnfaz Kanunu'ndaki Yamalar ve Hukuk Sistemindeki Çöküş

"Islah" adı altında yapılan düzenlemeler, İnfaz Kanunu'nu adeta bir "yamalı bohçaya" çevirmiş durumda. Suç ve ceza arasındaki bağ koparılmış, toplumun güvenliği tehlikeye atılmıştır. Saldırıyı planlayan veya saldırının parçası olan kişi, hukuk düzenindeki çöküşün bir yansımasıdır. Adalet Bakanı'nın saldırganla ilgili açıklamaları ise sorumluluğu bireysel bir vakaya indirgeyerek sistemin yarattığı sorumluluktan kaçmaktır.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un ifadeleri şu şekilde:

Suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 647 sayılı Ceza İnfaz Kanunu hükümleri çerçevesinde, ilgili şahıs ceza infaz kurumunda 16 yıl kaldıktan sonra, 2020 yılında şartlı tahliye edilmiştir. 2005 yılında AK Parti iktidarları döneminde yapılan köklü reformlarla Türk Ceza Kanunu ve Ceza İnfaz Kanunu tamamen değiştirilmiş; hem suçlara öngörülen cezalar artırılmış, hem de infaz süreleri uzatılmıştır. Ancak saldırgan, bu değişikliklerden önce suç işlediği için eski mevzuata göre cezaevinden tahliye edilmiştir.

Adalet Bakanının açıklamaları, olayı AKP öncesi ve sonrası olarak değerlendirmesi, 23 yılda yapılan hukuk reformlarının bir bütün olarak değerlendirilmediğini gösteriyor.

Sorumluluk Kimde? Sistemi Sorgulamak

Kamu güvenliğinden sorumlu kurumların, bu saldırının asli sorumluluğunu taşıdığı açıktır. Bu olay, adaletin sadece mahkeme salonlarında değil, infaz rejimlerinde, kanun koyucunun tercihlerinde ve iktidarın ceza politikasında şekillendiğini bir kez daha göstermiştir. Suçlunun serbest kaldığı, mağdurun korunamadığı bir sistem, hukuk devleti değil, hukukun zayıfladığı bir düzendir.

Hukukun Zayıfladığı Bir Düzen

  • Adalet sistemindeki çürükler: Yıllardır süregelen sorunlar ve çözümsüzlükler.
  • Siyasi hesaplarla şekillendirilen infaz politikaları: Toplumun güvenliğini hiçe sayan düzenlemeler.
  • Ceza hukukundaki boşluklar: Suçluların kolayca serbest kalmasına olanak sağlayan açıklar.

Gerçek sorumluları görmek için saldırgana değil, onu dışarıya salan sisteme bakmak gerekiyor. Unutmayalım ki, adalet sadece bir kavram değil, aynı zamanda toplumun huzur ve güvenliğinin temelidir.

İlgili Haberler