İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun koruma müdürü Mustafa Akın'ın yayla evinde bulunan kasa, son günlerde büyük merak konusu olmuştu. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TELE 1'de yaptığı açıklamalarla bu merakı giderdi ve kasanın içinden çıkanları detaylı bir şekilde anlattı. Peki, kasada ne vardı ve şifresi neydi? İşte tüm detaylar...

Kasanın İçinden Ne Çıktı?

Gökhan Günaydın, Mustafa Akın ile yaptığı görüşmenin detaylarını aktararak, kasada iddia edildiği gibi büyük miktarda para olmadığını belirtti. Akın'ın ifadesine göre, kasada beylik tabancası ve mermileri bulunuyordu. Akın, 1993'te Özel Harekat Polisi olarak göreve başladığını ve 1994'ten itibaren Ekrem İmamoğlu ile birlikte çalıştığını vurgulayarak, yaylaya çıktığında tabancasını güvenli bir şekilde saklamak için kasayı kullandığını ifade etti.

Günaydın, kamuoyuna yansıyan haberlerin aksine, kasada herhangi bir para olmadığını ve sadece Mustafa Akın'ın tabancasının bulunduğunu yineledi. Ekiplerin Akın'a kasanın içinde ne olduğunu sorması üzerine, Akın'ın mermilerin olabileceğini söylediği belirtildi.

Kasanın Şifresi Canlı Yayında Açıklandı

Gökhan Günaydın, canlı yayında kasanın şifresini de açıkladı: "4828b". Bu açıklama, olayın şeffaflığına vurgu yapmak amacıyla yapıldı. Ekiplerin şifreyi girmesiyle kasadan 3 kutu mermi çıktığı belirtildi. Günaydın, bu durumu eleştirerek, "İmamoğlu'nun koruma müdüründe para kasası bulundu" şeklinde yapılan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ve kasada sadece mermilerin bulunduğunu ifade etti.

Bu olay, medyanın sansasyonel haber yapma eğilimine dikkat çekerek, gerçeklerin çarpıtılabileceği ve kamuoyunun yanıltılabileceği konusunda önemli bir örnek teşkil ediyor.

Olayın Ardından Yaşananlar

Bu açıklamanın ardından, kamuoyunda farklı tepkiler oluştu. Bazı kesimler, olayın abartıldığını ve kasada sadece mermilerin bulunmasının normal olduğunu savunurken, bazıları ise olayın şeffaf bir şekilde açıklanmasını olumlu karşıladı. Olayın basında geniş yankı uyandırması, İBB ve Ekrem İmamoğlu üzerindeki baskıyı artırdı. Bu tür olayların, siyasi arenada nasıl manipüle edilebileceği ve kamuoyunun nasıl yönlendirilebileceği bir kez daha gözler önüne serildi.