Özgün olmak, birçok insan için zorlu bir süreç olabilir. Kendi fikirlerini, hislerini ve isteklerini olduğu gibi ifade edebilmek, bazıları için büyük bir korku kaynağıdır. Ancak bu zorlu yolculuk, aslında özgürleşmenin ve gerçek benliğe ulaşmanın anahtarıdır. Bu yazıda, özgün olmanın neden önemli olduğunu, geçmişin gölgesinden nasıl kurtulabileceğimizi ve özgünlüğü tercih etmenin yollarını keşfedeceğiz.
Geçmişin Gölgesi: Kişiliğin Bastırılması
Çocukluk ve ergenlik döneminde, çevremizden öğrendiğimiz kalıplarla kimliğimizi inşa etmeye başlarız. Aile içindeki dinamikler, eleştirilme korkusu, onaylanma ihtiyacı veya yaşanan duygusal travmalar, bireyin kendisini ifade etmesini zorlaştırabilir. Sürekli eleştirilen, duyguları görmezden gelinen veya aşırı korumacı bir ortamda büyüyen bir çocuk, hata yapmanın kötü bir şey olduğuna inanarak yetişkinliğe adım atar.
Bu durum, bireyin sürekli kendini kontrol etmesine, hata yapmaktan kaçınmasına ve en önemlisi 'hayır' diyememesine yol açar. Kendi kararlarını almakta zorlanan kişi, başkalarının yönlendirmelerine daha fazla ihtiyaç duyar. Özgün benliğini göstermek yerine, kabul görmek için kendini bastırır. Ancak bu bastırılmış kimlik, bilinçaltında sürekli varlığını sürdürür. Kaygı bozuklukları, depresyon, özgüven eksikliği ve mükemmeliyetçilik gibi sorunların temelinde çoğu zaman, bireyin geçmişten gelen bu yükleri yadsıması ve kendini olduğu gibi kabul edememesi yatar.
Özgünlüğü Tercih Etmek: Zor Ama Özgürleştirici Bir Yolculuk
Özgün olmak kolay değildir. Çünkü birey kendi kararlarını aldığında, hata yapabilir ve bunun sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Ancak bu yüzleşme süreci, gelişimin en önemli basamaklarından biridir. Özgün olmak, bir başkası tarafından belirlenen değil, bireyin kendi inşa ettiği bir kimliğe sahip olmasını sağlar. Peki, özgünlüğü tercih etmek için ne yapılmalı?
- Geçmişle yüzleşmek: Bastırılmış duygular, unutulmuş travmalar ya da çocuklukta alınan yanlış mesajlar üzerine düşünmek, bireyin kendini tanımasına yardımcı olur.
- Hata yapmayı kabul etmek: Kusurlu olmak insan olmanın bir parçasıdır. Hata yapmak, gelişim için bir fırsattır ve bireyin kendini keşfetmesine olanak tanır.
- Onaylanma ihtiyacını sorgulamak: Kendi doğrularını belirlemek ve başkalarının beklentilerinden sıyrılmak, bireyin kendisiyle daha sağlıklı bir ilişki kurmasını sağlar.
- Kendi sınırlarını belirlemek: 'Hayır' demek ve kendi isteklerini ifade edebilmek, bireyin özgün kimliğini inşa etmesine yardımcı olur.
Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi Uysal, "Özgünlük, başlangıçta korkutucu olabilir çünkü bireyin alıştığı korunma mekanizmalarından çıkmasını gerektirir. Ancak zamanla bu yolculuk, bireyin kendi benliğine ulaşmasını ve hayatı gerçekten deneyimlemesini sağlar. Kendini keşfetmek, yalnızca içsel bir huzur değil, aynı zamanda gerçek bir özgürlük getirir. Ve unutulmamalıdır ki; insan, ancak kendisi olduğunda gerçekten var olabilir." diyor.
Özgünlük yolculuğu, cesaret ve dürüstlük gerektiren bir süreçtir. Ancak bu yolculuğun sonunda, kendimizle daha barışık, daha özgür ve daha mutlu bir yaşama ulaşabiliriz. Kendinizi keşfetmekten ve özgün benliğinizi ortaya çıkarmaktan korkmayın. Çünkü gerçek mutluluk, ancak kendimiz olduğumuzda mümkündür.