1999 Marmara Depremi'nin ardından sular altında kalan Gölcük Değirmendere kıyısındaki batık şehir, 26 yıl sonra bir su altı ekibi tarafından görüntülendi. Depremin izlerini taşıyan bölgedeki çay bahçeleri, ağaçlar ve yapılar, su altında adeta bir zaman kapsülü gibi korunmuş durumda. Bu görüntüler, depremin vurduğu bölgedeki yıkımın boyutunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Değirmendere'nin Hazin Hikayesi

17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi, Türkiye'yi derinden sarsmış ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Gölcük, depremden en çok etkilenen bölgelerden biriydi ve Değirmendere kıyısı, deprem sonucu denize gömülmüştü. O gece, sahil şeridindeki birçok yapı, araç ve eşya sulara karışmış, bölge adeta bir hayalet şehre dönüşmüştü.

Aradan geçen 26 yılın ardından, bir su altı ekibi, Değirmendere'nin batık şehrini görüntülemek için dalış yaptı. Görüntülerde, depremde sulara gömülen çay bahçesi, ağaçlar ve binaların kalıntıları net bir şekilde görülebiliyor. Su altındaki bu yapılar, depremin şiddetini ve bölgedeki yaşamın nasıl bir anda değiştiğini gözler önüne seriyor.

Su Altındaki Zaman Kapsülü

Değirmendere'nin batık şehri, adeta bir zaman kapsülü gibi. Su altında korunmuş olan yapılar, o döneme ait izler taşıyor. Su altı ekibinin çektiği görüntülerde, masa sandalyeler, saksılar ve diğer eşyalar görülebiliyor. Bu görüntüler, o dönemde Değirmendere'de yaşayan insanların hayatlarına dair önemli ipuçları sunuyor.

Su altı araştırmacıları, batık şehrin daha detaylı incelenmesi gerektiğini belirtiyor. Bölgede yapılacak arkeolojik çalışmalar, depremin etkilerini daha iyi anlamamıza ve geçmişe ışık tutmamıza yardımcı olabilir.

• Batık şehirdeki yapıların incelenmesi
• Deniz tabanındaki kalıntıların araştırılması
• Bölgedeki ekosistemin korunması

Bu çalışmalar, hem bilimsel açıdan önemli veriler sağlayacak hem de deprem felaketinin unutulmaması ve gerekli derslerin çıkarılması açısından büyük önem taşıyor.

Değirmendere'nin batık şehri, Marmara Depremi'nin acı bir hatırlatıcısı olmaya devam ediyor. 26 yıl sonraki bu görüntüler, deprem bilincinin artırılması ve benzer felaketlerin yaşanmaması için alınması gereken önlemlerin önemini bir kez daha vurguluyor. Bu su altı şehri, geçmişin izlerini taşıyan bir anıt olarak, hafızalarda yaşamaya devam edecek.