Yapay Zeka ve Sinema: "Dağ Başı" Geleceği mi Anlatıyor?
Gündem

Yapay Zeka ve Sinema: "Dağ Başı" Geleceği mi Anlatıyor?


27 September 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 27 September 2025

Yapay zeka'nın sinemaya etkisi ve geleceği şekillendirme potansiyeli, Hollywood'un gündeminde önemli bir yer tutuyor. Yasal süreçler devam ederken, yapay zeka şirketlerinin değerleri hızla artıyor ve büyük stüdyolar haklarının korunmadığı endişesini taşıyor. Bu tartışmalar sürerken, HBO Max yapımı olan "Dağ Başı" (Mountainhead) filmi, sosyal medyanın gücünü, yapay zekanın etkilerini ve teknoloji devlerinin dünyayı nasıl yönetebileceğini ele alıyor.

Armstrong İmzası: Medya ve Teknoloji Devlerinin Savaşı

Filmin yazarı ve yönetmeni Jesse Armstrong, "Succession" dizisiyle tanınıyor. "Dağ Başı" da aynı şekilde medya devlerinin mücadelesini ve teknoloji şirketlerinin yükselişini konu alıyor. Film, sokak olaylarından darbelere kadar birçok tanıdık senaryoyu gözler önüne seriyor. Bu durum, akıllara şu soruyu getiriyor: Yapay zeka ve robotlar dünyayı yönetmeden önce, bu teknolojiyi kontrol edenler mi dünyayı idare ediyor?

"Dağ Başı": Milyarderler ve Dünyanın Krizi

"Dağ Başı", büyüyen uluslararası bir krizin ortasında bir araya gelen bir grup milyarderin hikayesini anlatıyor. Özel jetler, lüks arabalar ve güvenlik önlemleriyle dolu bir malikanede poker oynamak için toplanan bu dört arkadaş, toplamda 371 milyar dolarlık bir serveti yönetiyor. Bu "plütokratlar", yani servetleriyle siyasi güç elde etmiş kişiler, teknoloji dünyasının önde gelen isimleri. Jason Schwartzman bir meditasyon uygulamasının sahibi olan Hugo'yu, Steve Carell orduyu ve elektrik şebekesini etkileyebilen Randy'yi, Ramy Youssef yapay zeka öncüsü Jeff'i ve Cory Michael Smith ise sosyal medya uygulaması Traan'ın sahibi Ven'i canlandırıyor.

Gerçeklik ve İrade: Yapay Zeka Çağında Yaşamak

Filmde, bu dört arkadaşın bir araya geldiği saatlerde dünyada her yer karışmaya başlıyor. Sosyal medyada yayılan yalan haberler ve görüntüler, Paris Belediye Başkanı'nın öldürülmesi, Hindistan'da insanların yakılması, Arjantin'de darbe ve Afrika'da katliamlar gibi olaylara yol açıyor. Ancak, bu bilgilerin ne kadarının gerçek olduğu bilinmiyor. Film, "Gerçek, sürekli güncellenen bir olgu ve bunu kendileri yeniden tarif ettikleri için sorumlu hissetmiyorlar." mesajını veriyor. Çünkü yaşananlar gerçek değil ama sonuçları gerçek. Ve tahrif edilmiş, yeniden tanımlanmış, yalanla harmanlanmış gerçek de kendi varlıklarını ve servetlerini arttıran sonuçlara varıyor.

Filmde geçen bir diyalog, bu durumu çarpıcı bir şekilde özetliyor:

- "Buna bir son verelim mi?" - "Vermeyelim. Hepsinin gerekçesi var."

"Dağ Başı", sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte yaşadığımız süreci, dört kişilik bir oyuncu kadrosu ve telefon ekranlarıyla anlatıyor. Gerçekliğin yapay zeka eliyle yeniden tanımlandığı bir dünyada, irademizin bize ait olup olmadığını teyit etmemiz gerektiğini vurguluyor. Bilgi olarak sunulana teslim olarak irademizi mi teslim ediyoruz, yoksa savunma kalkanları ile her bilgiye geçit vermeyerek iradenin bizde kalmasını mı sağlıyoruz?

Yapay zekanın sadece sinemaya değil, gerçekliğe ve dünyada yaşananlara ne kadar etki ettiğini ortaya koyan "Dağ Başı", yaklaşımı ve uyarısı ile uyumlu olarak tek mekanda, sadece dört kişilik ana oyuncu kadrosu ile basit, net, insani ve bir gecelik hikaye kurgusu ile çok şey anlatıyor.