
Türkiye Doğurganlıkta Alarm Veriyor! İşte Şoke Eden Rakamlar
Türkiye'de doğurganlık oranları düşüşte ve bu durum uzmanları endişelendiriyor. Uluslararası Aile Forumu'nda ele alınan konular arasında Türkiye'nin doğurganlık hızının diğer ülkelerin gerisinde kalması ve cinsiyet değiştirme ameliyatlarındaki artış dikkat çekti. Ürolog Prof. Dr. Zeki Bayraktar, Türkiye'nin 1.48'lik doğurganlık hızıyla Fransa, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerin bile altında olduğunu belirterek, bu durumun ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Bayraktar'a göre bu düşüşün temel nedenleri arasında evlilikten kaçınma, evliliğin ertelenmesi, çocuk sahibi olmak istememe, tek çocukla yetinme ve kısırlık yer alıyor.
Doğurganlık Oranındaki Düşüşün Nedenleri
Prof. Dr. Zeki Bayraktar, evlilik sayılarındaki düşüşün temel nedeninin ekonomik faktörler olarak gösterilmesine rağmen, tarihte savaş, kıtlık ve salgın dönemlerinde bile evlilik oranlarının bu kadar düşük olmadığını belirtiyor. Evlilik yaşının ilerlemesi ve geç gebelik planlaması da kısırlık oranlarını artırarak doğurganlık seviyesini olumsuz etkiliyor. Bayraktar, bir kadının ideal doğurganlık yaşının 20 ila 30 arası olduğunu vurguluyor.
- Evlilikten kaçınma
- Evliliğin ötelenmesi
- Çocuk sahibi olmak istememe
- Tek çocukla yetinme
- Kısırlık
Bu faktörlerin yanı sıra, son yıllarda dünya genelinde "cinsiyet hoşnutsuzluğu salgını" yaşandığı ve kendisini "trans" olarak tanımlayan gençlerin sayısında artış olduğu belirtiliyor. Bayraktar, önceden 20-25 yılda bir görülen vakaların şu anda 1-2 hafta içinde görüldüğünü ifade ediyor. Bu durumun, gençlerin ergenlik döneminde yaşadığı karmaşalar ve internetin etkisiyle daha da arttığı düşünülüyor.
Cinsiyet Değiştirme Ameliyatları ve Sonuçları
Prof. Dr. Zeki Bayraktar, cinsiyet değiştirme ameliyatlarının neden olduğu sorunlara da dikkat çekiyor. Bayraktar, "Cinsiyet değiştirilebilir mi? Hayır, cinsiyet asla değiştirilemez çünkü cinsiyetin değiştirilemez nitelikte 10-15 alt bileşeni var. Bu bileşenlerin hiçbiri ameliyatla veya hormonla değiştirilemez. Peki bu yapılan ameliyatlar ne; Yapılanlar, cinsiyeti değiştiren değil iptal eden ameliyatlardır." şeklinde konuşuyor.
Cinsiyet değiştirme ameliyatı geçiren kişilerin daha sonra birçok sağlık sorunuyla karşı karşıya kaldığını ve bu ameliyatların ve hormonların yan etkileri nedeniyle yaşamlarının ortalama 25-28 yıl kısaldığını belirten Bayraktar, bu tür cerrahi müdahalelerin "kısmen feminizasyon ve maskülinizasyon yapan ama daha çok mutilasyon yani sakatlama yapan, ömrü yaklaşık üçte bir kısaltan neşterle yapılmış kanlı bir makyaj" olduğunu ifade ediyor.
Çözüm Önerileri ve Bilinçlendirme
Prof. Dr. Bayraktar, bu sorunların çözümünde bilinçlenmenin önemini vurgulayarak, ebeveynlerin, öğretmenlerin, aile danışmanlarının, psikologların ve ergenlerin ergen karmaşaları konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, dijitalleşmenin getirdiği risklere de dikkat çekerek, günde iki saatin üzerindeki sosyal medya kullanımının her türlü açıdan riskli olduğunu ve mümkünse iş ve profesyonel uğraş haricinde sosyal medya ve internet kullanımının iki saatle sınırlandırılması gerektiğini söylüyor.
Türkiye'nin doğurganlık oranındaki düşüş ve cinsiyet değiştirme ameliyatlarındaki artış, geleceğimiz için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu sorunların çözümü için bilinçlendirme çalışmaları yapılması, aile yapısının güçlendirilmesi ve gençlerin doğru yönlendirilmesi büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, nüfusumuzun azalması ve toplum yapımızın zarar görmesi kaçınılmaz olabilir.