İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, Gezi davası hükümlüsü Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ve Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) hak ihlali kararına uyulmamasına sert tepki gösterdi. Çömez, "AYM kararına uymuyorsanız, bu ülke anayasal bir rejim değildir" diyerek konunun vahametine dikkat çekti.
AYM Kararı Neden Uygulanmalı?
Turhan Çömez, AYM kararının bağlayıcılığına vurgu yaparak, kararın uygulanmamasının hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu belirtti. Bir hukuk devletinde, tüm kurumların Anayasa Mahkemesi kararlarına uyması gerektiğini ifade eden Çömez, aksi takdirde keyfi uygulamaların ve hukuksuzluğun önünün açılacağını savundu.
Çömez'in açıklamaları şu şekilde devam etti:
- "Anayasa Mahkemesi kararları, yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlar."
- "AYM kararlarına uymamak, Anayasa'yı ihlal etmek demektir."
- "Hukuk devletinde, herkesin hukuka uyması zorunludur."
Can Atalay Olayı: Hukuk Devleti İlkesi Tehlikede mi?
Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi ve AYM kararının uygulanmaması, Türkiye'de hukuk devleti ilkesinin ne kadar zedelendiği sorusunu gündeme getiriyor. Hukukçular ve siyaset bilimciler, bu durumun yargı bağımsızlığına ve demokrasiye büyük bir darbe vurduğu konusunda hemfikirler.
Bu olay, Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarını da olumsuz etkileyebilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi uluslararası kuruluşlar, Türkiye'deki hukuk devleti uygulamalarını yakından takip ediyor ve bu tür olaylar, Türkiye'nin insan hakları karnesini daha da kötüleştirebilir.
Türkiye'de Hukuk ve Demokrasi Mücadelesi
Turhan Çömez'in açıklamaları, Türkiye'de hukuk ve demokrasi mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Hukuk devletinin korunması ve yargı bağımsızlığının sağlanması, Türkiye'nin geleceği için hayati önem taşıyor. Bu mücadele, sadece siyasetçilerin değil, tüm vatandaşların sorumluluğunda olan bir görevdir.
Can Atalay olayında yaşananlar, Türkiye'de hukukun üstünlüğünün ne kadar önemli olduğunu ve bu ilkenin korunması için hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğini gösteriyor. Aksi takdirde, keyfi uygulamaların ve hukuksuzluğun önü açılabilir ve Türkiye, anayasal bir rejim olmaktan uzaklaşabilir.