Türkiye, onlarca yıldır süren terörle mücadelesinde önemli bir dönüm noktasına geldi. PKK'nın kendini feshetme kararı, ülkeyi "Terörsüz Türkiye" hedefine bir adım daha yaklaştırdı. Peki, bu tarihi karara nasıl gelindi?
PKK'nın Fesih Sürecine Giden Yol
Süreç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Terörsüz Türkiye" vizyonuyla başladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim 2024'te yaptığı çağrı, önemli bir kilometre taşı oldu. Bahçeli, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'a örgütü feshetmesi şartıyla "umut hakkı için başvuru yapma ve DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşma" çağrısında bulundu. Bu çağrı, İmralı görüşmelerinin yeniden başlamasına zemin hazırladı.
23 Ekim 2024’te DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan’a Abdullah Öcalan’la görüşme izni verildi. Bu, 43 ay sonra gerçekleşen ilk İmralı ziyaretiydi. Ardından 28 Aralık 2024 ve 22 Ocak 2025 tarihlerinde DEM Parti heyeti İmralı’ya giderek, Öcalan’ın mesajlarını kamuoyuyla paylaştı. 27 Şubat 2025’te Abdullah Öcalan, "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" başlıklı mesajında, tüm gruplara silah bırakma ve PKK’ya kendini feshetme çağrısında bulundu. PKK, bu çağrıya yanıt olarak 1 Mart’ta ateşkes ilan etti.
Süreç boyunca İmralı heyeti çeşitli siyasi partilerle temasta bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Beştepe’de heyette yer alan Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ı kabul etti. 5 Mayıs’ta AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, PKK’nın fesih kararının "günler içinde" açıklanmasını beklediklerini belirtti. Ve nihayet, 9 Mayıs’ta PKK, kongresini topladığını ve "tarihi önemde bir karar" aldığını duyurdu.
PKK'nın Kanlı Geçmişi
PKK, 27 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde kuruldu. İlk saldırısını 15 Ağustos 1984’te Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli ilçelerinde gerçekleştirdi. Bu saldırıda 1 asker şehit olurken, 9 asker ve 3 sivil yaralandı. Örgüt, 1990’larda en kanlı saldırılarını gerçekleştirdi. Bu dönemde çatışmalar yoğunlaştı, sadece güvenlik güçleri değil siviller de hedef alındı. Binlerce insan yaşamını yitirdi.
16 Şubat 1999’da Öcalan, Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirildi. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, "Bu sabaha karşı saat 03.00’ten itibaren PKK’nın başı Türkiye’dedir" açıklamasıyla süreci duyurdu. 31 Mayıs 1999’da başlayan dava sürecinde Öcalan, "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan oy birliğiyle idama mahkum edildi. Ancak 2002’de idam cezasının kaldırılmasıyla müebbet hapis cezasına çevrildi.
2013’te başlayan çözüm süreci, Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği mesajla şekillendi. Ancak süreç, PKK’nın şehir merkezlerinde başlattığı hendek saldırılarıyla son buldu. Sivil Hedefler ve Kayıplar PKK, kırsalda başlattığı terörü zamanla şehir merkezlerine taşıdı. Canlı bomba saldırıları, tuzaklı eylemlerle sivilleri hedef aldı. 5 bin 800 sivil hayatını kaybetti, 12 bin kişi yaralandı. Güvenlik güçlerinden 8 binden fazla kişi şehit oldu, 25 bin görevli yaralandı. 43 bini aşkın PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi.
Türkiye İçin Yeni Bir Dönem mi?
PKK'nın fesih kararı, Türkiye'nin terörle mücadelesinde önemli bir dönüm noktası olabilir. Ancak, bu kararın ne kadar kalıcı olacağı ve bölgedeki diğer terör örgütleri üzerindeki etkisi zamanla görülecek. Türkiye'nin bu süreçte atacağı adımlar, bölgenin geleceği açısından kritik öneme sahip olacak. Bu kararın ardından, Türkiye'nin Kürt sorunu başta olmak üzere, bölgedeki diğer sorunlara çözüm bulma çabaları da hız kazanabilir.
Bu tarihi kararın Türkiye'ye barış ve huzur getirmesi umuluyor. Ancak, geçmişte yaşanan acı tecrübeler, temkinli bir iyimserliği de beraberinde getiriyor. Türkiye'nin bu yeni dönemde, terörle mücadelede elde ettiği kazanımları koruyarak, demokratikleşme ve ekonomik kalkınma adımlarını da eş zamanlı olarak atması gerekiyor.