
Numan Kurtulmuş'a Alevilerden Şok Yanıt: Yavuz Sultan Selim!
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Yavuz Sultan Selim hakkındaki açıklamaları, Alevi örgütlerinin sert tepkisine yol açtı. Alevi dernek ve federasyonları, ortak bir açıklama yaparak Kurtulmuş'u eleştirdi ve Yavuz Sultan Selim'e yönelik övgülerin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Açıklamada, Kurtulmuş'un Alevi toplumunun lanetlediği bir figürü yücelterek, tarihteki Alevi soykırımını onayladığı ve kutsadığı iddia edildi. Bu durum, Alevi toplumunda büyük bir infiale neden oldu.
Alevi Örgütlerinden Ortak Açıklama
Alevi dernek ve federasyonlarının yaptığı ortak açıklamada, Kurtulmuş'un sözleri "Alevi toplumunun değerlerine ve inançlarına açık bir saldırı" olarak nitelendirildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
- "Numan Kurtulmuş, Alevi toplumu tarafından lanetlenen Yavuz Sultan Selim'e övgü dizmekle kalmamış, onun tarihteki Alevi soykırımını itiraf ederek onaylamış ve bu soykırımı kutsamıştır."
- "Bu açıklamalar, Alevi toplumunun derin yaralarını kanatmakta ve toplumsal barışı tehdit etmektedir."
- "Kurtulmuş'u bu talihsiz açıklamalarından dolayı kınıyor ve Alevi toplumundan özür dilemeye davet ediyoruz."
Yavuz Sultan Selim ve Aleviler Arasındaki Tarihsel Gerilim
Yavuz Sultan Selim, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli padişahlarından biri olmasına rağmen, Alevi toplumu nezdinde tartışmalı bir figür olarak kabul edilir. Bunun temel nedeni, Yavuz Sultan Selim döneminde Alevilere yönelik gerçekleştirilen katliamlar ve baskılardır. Özellikle 1514 yılında yaşanan Çaldıran Savaşı sonrasında, Anadolu'da yaşayan Aleviler büyük bir zulme maruz kalmışlardır. Bu olaylar, Alevi toplumunun hafızasında derin izler bırakmış ve Yavuz Sultan Selim'e karşı büyük bir antipati oluşmasına neden olmuştur. Bu nedenle, günümüzde dahi Yavuz Sultan Selim'in adı Alevi toplumunda hassasiyetle karşılanmaktadır.
Açıklamaların Toplumsal Etkileri
Numan Kurtulmuş'un Yavuz Sultan Selim hakkındaki açıklamaları, Alevi toplumunda büyük bir hayal kırıklığı ve öfkeye yol açmıştır. Alevi örgütleri, Kurtulmuş'un sözlerinin toplumsal ayrışmayı derinleştireceği ve nefret söylemini körükleyeceği endişesini taşımaktadır. Bu nedenle, Kurtulmuş'un açıklamalarına karşı güçlü bir tepki gösterilmiş ve özür dilemesi talep edilmiştir. Yaşanan bu olay, Türkiye'deki Alevi-Sünni ilişkileri açısından hassas bir dönemde gerçekleşmiş olup, toplumsal barışın sağlanması adına daha dikkatli ve kapsayıcı bir dil kullanılması gerektiği bir kez daha ortaya koymuştur.