Kürt Sorunu: İnkâr ve İmha Döngüsü! Gerçekler Ortaya Çıkıyor
Gündem

Kürt Sorunu: İnkâr ve İmha Döngüsü! Gerçekler Ortaya Çıkıyor


27 August 20255 dk okuma8 görüntülenmeSon güncelleme: 27 August 2025

Türkiye'de Kürt meselesi, uzun yıllardır süregelen ve çözümü zorlu bir denklem olarak karşımızda duruyor. Bu meselenin temelinde yatan en önemli unsurlardan ikisi ise inkâr ve imha. İnkâr, Kürtlerin varlığını, kimliğini ve haklarını yok sayma; imha ise bu inkârın somut sonuçları olarak karşımıza çıkan ayrımcılık, şiddet ve baskı politikalarıdır.

İnkârın Katmanları ve Sonuçları

İnkâr, sadece basit bir yok sayma eylemi değildir; aksine, çok katmanlı ve karmaşık bir süreçtir. Bu sürecin farklı katmanları bulunmaktadır:

  • Ontolojik İnkâr: Kürtlerin varlığının ve kimliğinin reddedilmesi.
  • Epistemik İnkâr: Kürtlerin tarihinin, kültürünün ve dilinin yok sayılması.
  • Toponimik İnkâr: Kürt yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesi ve Kürt coğrafyasının yok sayılması.
  • Hukuki İnkâr: Kürtlerin yasal haklarının kısıtlanması ve ayrımcılığa maruz bırakılması.

Bu inkâr katmanlarının her biri, Kürtlerin hayatını olumsuz yönde etkilemekte ve imha politikalarının zeminini hazırlamaktadır. Örneğin, bir profesörün Kürtleri aşağılayarak yok etme çağrısı yapması veya İlber Ortaylı'nın 1925 ruhunu çağıran iskân politikası fantezileri, bu inkârın somut örnekleridir.

İmha ve İnkârın İlişkisi

İmha ve inkâr, birbirini besleyen ve güçlendiren iki ayrı olgudur. İnkâr, imhayı mümkün kılar, meşrulaştırır ve hatta gerekli bir eylem olarak gösterir. Bu durum, Ruanda'da yaşanan soykırımdan, Kongo'daki vahşetlere ve ABD'deki siyahilere yönelik ırkçılığa kadar birçok farklı örnekte görülebilir.

Türkiye'de de Kürtlere yönelik ayrımcılık ve şiddet, uzun yıllardır devam eden inkâr politikalarının bir sonucudur. Kürtlerin siyaset yapmasına izin verilmemesi, cezaevine gönderilmesi ve her türlü engellemeye maruz bırakılması, aslında onların yüzlerinin görünmez kılınma çabasıdır. Bu durum, Kürtlerin "anlatıdan çıkarma" eksenli bir yaklaşımın ürünüdür ve güvenlikleştirme politikalarıyla desteklenmektedir.

Çözüm: İnkârın Sona Ermesi

Kürt meselesinin çözümü için öncelikle inkârın sona ermesi gerekmektedir. İnkâr sürdükçe imha kolaylaşacak ve Kürtlerin hayatı daha da zorlaşacaktır. Muhalefet ve iktidarın da Kürtler şahsında ortak olduğu yer inkârdır. Bu nedenle, Kürt meselesinin yüzyılları aşan territoryal, psiko-eko-sosyal ve siyasal veçhelerini görmezden gelip belirsiz bir etik üzerinden sahte kardeşlik alanları yaratmak yerine, gerçeklerle yüzleşmek ve inkârı sona erdirmek gerekmektedir.

Unutulmamalıdır ki, inkâr varsa imha vardır. O halde, her şeyin amentüsü inkârın bitmesidir.