18 Mayıs 2025 Pazar

Kuran'ın Söyledikleri: Dünya Mı, Ahiret Mi? Şok Eden Gerçekler!

Kuran-ı Kerim, Yüce Yaradan'ın insanlığa sunduğu eşsiz bir rehberdir. İçerisinde barındırdığı öğütler, nasihatler ve hikmetlerle dolu ayetler, her seviyedeki insanın anlayabileceği bir dilde sunulmuştur. Bu ilahi kelam, sadece dini bir metin olmanın ötesinde, hayatın anlamını, insanın yaratılış amacını ve doğru yolu bulmasına yardımcı olan bir kılavuzdur.

Dünyalıkların Peşinde Koşmak: Bir Aldanış mı?

Kuran, dünyevi makam, mevki, şan, şöhret ve şehvet gibi unsurların insanı nasıl esir aldığını ve kibir bataklığına sürüklediğini sıkça vurgular. Bu tür dünyalıkların, insanın gözünü kör edip, kulağını sağır ve kalbini katılaştırdığına dikkat çeker. Kuran'da, mal, mülk, saltanat, makam, mevki, kariyer, servet, şöhret, etraf, eşraf, oğullar ve kölelere sahip olmayı öven, tasdik eden veya yönlendiren tek bir ayet dahi bulunmamaktadır. Aksine, dünyalık geçim için gerekli olanın dışındaki her şey, bir zehir olarak tanımlanır. Dünyanın ve içindekilerin bir eğlence, bir oyun, gelip geçici, uçucu ve uyuşturucu olduğuna özenle vurgu yapılır.

Ahiret Mi, Dünya Mı? Seçim Senin!

Allah, tercihini dünya ve içindekilerden yana yapanların, dünyayı mutlak kabul edenlerin, yatırım yerine peşin isteyenlerin Ahiret ve içindekilerden mahrum kalacaklarını ve kendilerine haram kılındığını belirtir. Rab olması hasebiyle her şeyin sahibinin kendisi olduğunu defalarca zikrederken, çırılçıplak gelen insanın çırılçıplak gittiği ve zerre kadar bir şeyi yanında götüremediği gerçeğiyle, gerçek sahibin (Rab) olduğunu adeta insanın gözüne sokmaktadır. Yaşam, ömür dediğimiz şey, koca bir yalan ve nasıl gelip geçtiğini anlayamadığımız bir odadan diğerine geçiş gibi kısa, avutucu, aldatıcı ve uyuşturucu bir sanallıktan başka bir şey değildir.

Kuran: Kurtuluş İpi

Akıllı insan aklını kullanır ve daha akıllı olan başkalarının aklını, telkin, tavsiye ve dolayısıyla tecrübelerine kulak kabartır, önemser ve onları bir fener gibi kullanır. Bu yol haritası, bu rehber, Kuran'ın kendisi olduğu içindir ki kendisini Allah'ın ipi olarak tanımlamaktadır. İp'in kullanım alanlarına bakarsanız eğer düşülen bir çukurdan, kuyudan ve kuytudan çıkmak, karanlıktan aydınlığa ulaşmak için biçilmiş bir kaftandır.

Mülk suresi 2. ayette söylemek istediklerimizin öz bir hülasası mevcuttur. Bunca aldatan, avutan, sanal olan ve dolayısıyla oyun ve eğlenceye tekabül eden hayat, dünya ve içerisindekilerin dışında sahip olmamızın istendiği yegane unsur nedir? Kendine sahip olmak! Kendisine sahip olması gereken insan, sahip olmaması gereken onca şeyin en arka sırasına bile almamış, gündemine bile sokmamıştır kendisine sahip olması gerektiği bilincini. Oysa kendisine sahip olanın her şeyin en güzeline, en sahici ve en kalıcı olanına sahip olacağını da ıskalamıştır, aceleci ve nankör insan!

Her ölüm, her yeni doğum, doğuş ve diriliş, mutlak ve hakiki bir nasihattir. Dünyanın aldatıcı, kandırıcı, avutup uyuşturucu özelliği dolayısıyla ve yine Kuran'ın bunca tehlikeye özenle dikkat çekmesi de duyulmayıp ciddiye alınmayınca herkesin bastığı, ayağının kaydığı ve nevrinin döndüğü dünya ve yok oluş, eskimeyen bir yeni olarak duruyor karşımızda. Neyin peşindesin ey insan! Gelirken ne getirdin ki giderken ne götüreceksin bu dünyadan!? Hiçbir şeyine sahip olamadığımız, olamayacağımız gerçeğine rağmen her santimi için ölümüne mücadele veren, kılıktan kılığa giren, rüzgâra göre her yöne dönen fırıldak olanlar! BİR KENDİNİZE SAHİP OLAMADINIZ! HAL BÖYLE İKEN GEÇEN BUNCA ÖMRÜN, VERİLEN KAVGANIN, BİTMEZ VE TÜKENMEZ SANILAN ÖMRÜN, PARANIN, MAKAM, MEVKİ, ETRAF VE EŞRAFTAN GERİYE NE KALDI ELİNDE!?

İlgili Haberler