CHP'de sular durulmuyor! 38. Olağan Kurultay sonrası Kemal Kılıçdaroğlu'nun olası dönüşü, parti içinde büyük bir krize neden oldu. Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştiriler, Alevi kimliği üzerinden yapılan saldırılara dönüştü. Bu durum, partide yeni bir kaosun fitilini ateşledi.

CHP'de Alevi Tartışması Alevlendi

Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın Kılıçdaroğlu'nu Alevileri sömürmekle suçlaması ve "Kılıçdaroğlu'nun yaptığı Yavuz Sultan Selim'in yaptığından daha büyük kötülüktür" şeklindeki sözleri büyük tepki çekti. CHP'ye yakınlığıyla bilinen gazeteci Merdan Yanardağ'ın "Alevi'nin haini çok olur" ifadesi sosyal medyada infial yarattı. Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Orhan Bursalı'nın Alevileri hedef alan paylaşımı ise bardağı taşıran son damla oldu. Bu gelişmeler, CHP'nin Alevi seçmenle olan güven ilişkisini derinden sarstı.

Peki, bu saldırıların ardında ne yatıyor? CHP içinde Alevileri tasfiye etmek isteyen bir grup mu var? Yoksa Kılıçdaroğlu'nun siyasi başarısızlığı mı Alevi kimliği üzerinden tartışmaya açılıyor?

Genel Merkezden Sessizlik

Skandal açıklamalara rağmen CHP Genel Merkezi'nden herhangi bir açıklama yapılmaması, Alevi üyeler ve seçmenler arasında büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Bu sessizlik, "yok sayılma" hissini derinleştirirken, parti içindeki Alevi tartışmasının arkasında ciddi bir planın yattığı iddialarını güçlendiriyor.

• Fikri Sağlar'ın suçlamaları: Kılıçdaroğlu'nun Alevileri sömürdüğü iddiası.
• Merdan Yanardağ'ın sözleri: "Alevi'nin haini çok olur" ifadesi.
• Orhan Bursalı'nın paylaşımı: Alevilerin CHP'yi umursamadığı iddiası.

Bu Olayların Sonucu Ne Olacak?

CHP'deki bu Alevi tartışması, partinin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Partinin en sağlam destekçisi olan Alevi seçmenin güvenini kaybetmesi, CHP'nin oy oranlarını olumsuz etkileyebilir. Bu durum, Özgür Özel liderliğindeki yeni CHP'nin önünde büyük bir sınav olarak duruyor. Partinin bu krizi nasıl yöneteceği, CHP'nin geleceği açısından belirleyici olacak.

Unutmayalım ki Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ilkelerinden biri de eşitlik ve hoşgörüdür. Herhangi bir etnik kökeni veya inancı hedef alan ayrımcı söylemler, toplumun huzurunu bozmaya yöneliktir ve kabul edilemez.