İstanbul'un Gizemli Koruyucuları: Telli Baba ve Yahya Efendi
Gündem

İstanbul'un Gizemli Koruyucuları: Telli Baba ve Yahya Efendi


30 October 20255 dk okuma66 görüntülenmeSon güncelleme: 08 December 2025

İstanbul, sadece tarihi ve kültürel zenginlikleriyle değil, aynı zamanda manevi atmosferiyle de büyüleyici bir şehir. Bu atmosferin oluşmasında, yüzyıllardır İstanbul'u koruduğuna inanılan evliyaların büyük bir payı var. Bu yazımızda, İstanbul'un manevi koruyucularından Telli Baba ve Yahya Efendi'nin hikayelerine yakından bakacağız. Onların kim oldukları, nasıl yaşadıkları ve İstanbul için ne ifade ettikleri, merak uyandıran konuların başında geliyor.

Telli Baba: Boğaz'ın Tellerle Örülü Koruyucusu

Boğaz'ın manevi bekçilerinden biri olarak kabul edilen Telli Baba'nın türbesi, Sarıyer'deki Rumelikavağı'nda bulunuyor. Hakkında pek çok rivayet dolaşsa da, kesin bilgilere ulaşmak oldukça zor. Rivayetlerden birine göre, Telli Baba, Yıldırım Beyazıt veya II. Murat döneminde İstanbul'u kuşatanlardan biriydi. Bir diğer rivayete göre ise Anadolu'nun fethi için gelen Süleyman Şah'ın ordusundan bir Selçuklu kumandanı veya alperendi. Denizciler için önemli bir önder olduğu da söylenir. Hatta bazıları onun Emevi-Abbasi ordularıyla İstanbul'u kuşatmaya gelen bir sahabe veya sahabeyi gören bir Müslüman olabileceğini iddia ediyor.

Peki, Telli Baba'nın türbesi neden tellerle örülü? Bu konuda da farklı açıklamalar mevcut. Muzaffer Ozak'a göre, Kadirî tarikatının bir kolunda şeyh efendilerin taçlarına "gelin teli" takılırmış. Telli Baba'nın da tacına gelin telleri takmayı alışkanlık edindiği için bu şekilde anıldığı düşünülüyor. Türbede bulunan II. Mahmud'a ait kitabeden yola çıkarak, Telli Baba'nın 19. yüzyılda yaşadığı tahmin ediliyor.

Kanuni'nin Sütkardeşi: Yahya Efendi'nin Hikayesi

İstanbul'un diğer önemli manevi koruyucularından biri de Yahya Efendi. Kanuni Sultan Süleyman'ın sütkardeşi olan Yahya Efendi, İstanbul halkının sevgisini kısa sürede kazanmış bir zat. Kanuni'nin "Ağabeyim, hocam!" diyerek hitap ettiği Yahya Efendi, dergahına gelenlere "âşık" diye hitap edermiş. Kanuni de sık sık dergah sohbetlerine katılır ve ondan feyz alırmış. Yahya Efendi sadece Müslümanlar arasında değil, gayrimüslimler arasında da oldukça saygı görüyormuş. Hatta gayrimüslimlerin Müslüman olmasına aracı olduğu için Rumlar ona "gönülleri çalmayı iyi bildiği" için "Hırsız Aziz" (Hırsız Evliya) adını vermişler.

Osmanlı donanması da sefere çıkmadan önce Yahya Efendi'nin Beşiktaş'taki dergahına yanaşır ve ondan dua istermiş. Yahya Efendi de askerlerin bu isteğini geri çevirmez ve onları dualarla sefere uğurlarmış. Ancak Yahya Efendi'nin Kanuni ile arası, Şehzade Mustafa'nın katledilmesi üzerine açılmış. Bu duruma sessiz kalmayan Yahya Efendi, sütkardeşi Kanuni'ye küserek İstanbul'dan ayrılmış ve inzivaya çekilmek için Yoros Kalesi'ne gitmiş.

İstanbul'un manevi koruyucuları, şehrin geçmişini, geleneklerini ve ruhunu günümüze taşıyor. Onların hikayeleri, İstanbul'un sadece taş ve betondan ibaret olmadığını, aynı zamanda derin bir manevi mirasa sahip olduğunu gösteriyor. Dualarımızla yanımızda olan bu değerli zatların, nurlar içinde uyumasını diliyoruz.