Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail ordusunun 15 sağlık ve sivil savunma çalışanını taşıyan ambulans ve itfaiye aracına yönelik saldırısının görüntülerini yayınladı. Görüntüler, İsrail'in olaya ilişkin iddialarını çürütürken, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. İsrail'in bu vahşeti, savaş suçları kapsamında değerlendirilirken, uluslararası kuruluşlar soruşturma çağrısında bulundu.
İsrail'in İnfazları: Yeni Kanıtlar Ortaya Çıktı
Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, videonun yayınlanmasının ardından yaptığı açıklamada, görüntülerin İsrail ordusunun Rafah'ta sivil savunma mürettebatına ve Kızılay personeline yönelik infaz iddialarını doğruladığını belirtti. Basal, "Mürettebatın insani üniformalar giydiği ve ışıklarını açık ve net bir şekilde yaktığı" vurgusunu yaparak, İsrail'in savunmasını çürüttü. Uluslararası insan hakları örgütlerinden ve Birleşmiş Milletler'den "insani yardım çalışanlarını infaz suçundan dolayı İsrail'e hesap sormaya başlamalarını" talep etti. Ayrıca, "Bu olayın ayrıntıları üzerinde doğrudan çalışmak üzere uluslararası ve BM düzeyinde bir soruşturma komitesi kurulması" gerektiğini vurguladı.
Basal, İsrail'in bu suçtan sorumlu tutulmaması halinde, bunun İsrail'i Gazze'deki insani yardım görevlilerine karşı daha fazla suç işlemeye teşvik edeceği uyarısında bulundu. Bu durumun, tüm dünyanın gözü önünde dokunulmazlıklarını ihlal eden İsrail'e hiçbir işlem yapılmadığını hisseden insani yardım çalışanlarının performansını da etkileyeceğine dikkati çekti. Basal, sağlık görevlileri ve itfaiyecilerin infaz edilmesinin "hayal gücünün ötesinde ve modern yüzyılın tarihinde yaşanmamış bir şey" olduğunu söyledi.
Toplu Mezardan Çıkarılan Sağlık Çalışanları
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) işgal altındaki Filistin topraklarındaki kıdemli insani işler görevlisi Jonathan Whittall, X hesabından, İsrail askerlerinin 15 sağlık ve sivil savunma çalışanının gömüldüğü toplu mezarın başında açıklamalarda bulunmuştu. Whittall, "Sağlık ve sivil savunma çalışanları birer birer vuruldular. Cesetleri toplandı ve bu toplu mezara gömüldü. Onları üniformalarıyla, eldivenleriyle çıkarıyoruz. Hayat kurtarmak için buradaydılar. Bunun yerine, toplu bir mezara gömüldüler." ifadelerini kullanmıştı. 8 Filistin Kızılayı, 6 Filistin Sivil Savunma Teşkilatı ve 1 Birleşmiş Milletler personelinin cansız bedenleri Ramazan Bayramı'nın ilk günü olan 30 Mart'ta İsrail askerlerince gömüldükleri yerden çıkarılmıştı.
Uluslararası Toplumun Tepkisi ve Beklentiler
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılarda sağlık ve sivil savunma personelini sistematik olarak hedef alması uluslararası kamuoyunda büyük tepki uyandırmaya devam ediyor. Tel Aviv yönetimi söz konusu saldırıları inkar politikasını sürdürse de, ortaya çıkan görüntüler İsrail'in iddialarını çürütüyor. Savunma Bakanı Gideon Saar, İsrail askerlerinin "rastgele bir ambulansı hedef almadığını" savunarak "aracın şüpheli bir şekilde askerlere doğru geldiğini" öne sürmüştü. İsrail Ordu Sözcülüğünden yapılan açıklamada, araçların "farları kapalı veya acil durum sinyalleri olmadan şüpheli bir şekilde ilerlediğinin" tespit edilmesinin üzerine askerlerin ateş açıldığı iddia edilmişti.
Filistin Kızılayı'ndan yapılan açıklamada, Refah'taki saldırıda yaralananları kurtarmak için bölgeye gönderilen 4 ambulansın ve içindeki ekiplerin, İsrail ordusu tarafından kuşatma altına alındığı ve bazı sağlık görevlilerinin saldırıda yaralandığı bildirilmişti. Gazze'deki Sivil Savunma Birimi de aynı gün Filistin Kızılayı bünyesindeki sağlık görevlilerini kurtarmak için yola çıkan ekipleriyle bağlantıyı kaybetmişti. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada Refah'ta hedef alınan ve cansız bedenlerine ulaşılan kişilerden bazılarının ellerinin bağlı, başlarına ve göğüslerine ateş açılmış ve derin bir çukura gömülmüş vaziyette bulunduğu belirtilmişti.
İsrail'in Gazze'deki sağlık çalışanlarına yönelik saldırıları, uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak değerlendiriliyor. Uluslararası toplumun bu suçlara karşı sessiz kalmaması ve İsrail'in hesap vermesi için gerekli adımları atması bekleniyor. Aksi takdirde, bu türden vahşetlerin devam etmesi kaçınılmaz olacaktır.