Halk TV yazarı İsmail Saymaz, Barış Büyüksu'nun şüpheli ölümüne ilişkin çarpıcı detayları gündeme getirdi. 2022 yılında Kos adasına geçtikten sonra Yunan güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındığı iddia edilen Büyüksu'nun ölümü, işkence iddialarını beraberinde getirdi. Adli Tıp raporu, bu iddiaları doğruladı mı?

Olayın Arka Planı

İddialara göre Barış Büyüksu, Atina vapuruna binerken gözaltına alındı. Filistinli göçmenlerle birlikte bir can salına konularak Türkiye karasularına itildiği belirtildi. Olay sırasında ağır işkence gördüğü ve ardından hayatını kaybettiği öne sürüldü. İsmail Saymaz'ın aktardığı bilgilere göre, Filistinli tanıklar Büyüksu'nun dövüldüğünü, elektrik verildiğini ve yarı baygın şekilde sal ile denize bırakıldığını iddia etti.

Adli Tıp Raporu Ne Diyor?

Olayın ardından hazırlanan Adli Tıp raporu, ölümün yaygın travma ve iç kanamaya bağlı olduğunu kaydetti. Bu bulgu, işkence iddialarını güçlendiren önemli bir kanıt olarak değerlendiriliyor. İsmail Saymaz, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, raporun detaylarına dikkat çekerek, olayın aydınlatılması gerektiğini vurguladı.

İşkence İddiaları ve Tanık İfadeleri

Filistinli tanıkların ifadeleri, olayın vahametini gözler önüne seriyor. Tanıklar, Büyüksu'nun gözaltında yaşadığı işkenceleri detaylı bir şekilde anlatarak, olayın sorumlularının cezalandırılmasını talep ediyor. İddialara göre Büyüksu'na yapılan işkenceler şu şekilde:

• Dövülme: Sürekli olarak darp edildiği
• Elektrik verilmesi: Vücudunun çeşitli yerlerine elektrik şoku uygulandığı
• Denize atılma: Yarı baygın halde sal ile denize bırakıldığı

Bu vahim iddialar, uluslararası kamuoyunda da büyük yankı uyandırdı. İnsan hakları örgütleri, olayın detaylı bir şekilde araştırılması ve sorumluların yargı önüne çıkarılması için çağrıda bulundu.

Barış Büyüksu'nun ölümüyle ilgili Adli Tıp raporunun işkence iddialarını doğrulaması, olayın seyrini değiştirecek gibi görünüyor. Bundan sonraki süreçte, olayın aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması için yoğun bir çaba gösterilmesi bekleniyor. Bu trajik olay, mültecilere yönelik muamele ve insan hakları ihlalleri konusunda önemli soruları gündeme getiriyor.