İris Mozalar'a Yargı Tacizi Mi? LGBTİ+ Aktivistine Şok Dava!
Gündem

İris Mozalar'a Yargı Tacizi Mi? LGBTİ+ Aktivistine Şok Dava!


24 November 20255 dk okuma8 görüntülenmeSon güncelleme: 25 November 2025

LGBTİ+ aktivisti İris Mozalar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yürüyüşünde gözaltına alınmasının ardından "Cumhurbaşkanına hakaret" ve 2911 Sayılı Kanun'a muhalefet suçlamalarıyla yargılanıyor. Mozalar, yaşadığı süreci "hedef gösterilme" olarak nitelendiriyor ve yargı tacizine maruz kaldığını belirtiyor. Duruşma tarihleri yaklaşırken, Mozalar'ın yaşadıkları ve LGBTİ+ haklarına yönelik artan baskılar gündeme geliyor.

Gözaltı ve Dava Süreci Nasıl Başladı?

İstanbul Taksim'de düzenlenen 23. Feminist Gece Yürüyüşü'nde 112 kadın ve LGBTİ+ birey gözaltına alındı. İris Mozalar, gözaltına alınanlar arasından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen tek kişi oldu. Adli kontrol ve yurt dışı çıkış yasağıyla serbest bırakılan Mozalar hakkında iki ayrı dava açıldı. Mozalar, yaşadığı süreci şu sözlerle anlatıyor:

"Feminist Gece Yürüyüşü sona ermişken bir anda gözaltına alındık ve gözaltına alınan 112 kişi arasından bir tek ben mevcutlu tutuldum. Mevcutlu tutulduktan sonra sabah adliyeye getirildim. Savcı ifademi bile almadan beni tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Mahkeme adli kontrol ve yurt dışı çıkış yasağıyla beni serbest bıraktı. Hâlâ her hafta karakola imza vermeye gidiyorum. Yurt dışı çıkış yasağım devam ediyor."

Mozalar, kendisine yöneltilen suçlamaların absürt olduğunu ve özellikle LGBTİ+ bayrağı taşımanın ve "Trans cinayetleri politiktir" sloganının suçlama konusu yapılmasının transfobi ve nefret söylemi içerdiğini vurguluyor.

Suçlamalar Neler?

İddianamede yer alan ve "kanunsuz" olarak nitelendirilen sloganlar şöyle:

  • "Trans cinayetleri politiktir"
  • "İnadına isyan, inadına özgürlük"
  • "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa"
  • "Jin jiyan azadî"

Mozalar, bu sloganları öldürülen kız kardeşleri için attığını ve Hande Kader'in katillerinin bulunmamasına rağmen kendisinin yargılanmasının büyük bir ironi olduğunu belirtiyor. Ayrıca, "Cumhurbaşkanına hakaret" davasının da "Zıplamayan Tayyip'tir" sloganı üzerine kurulduğunu ve bu tür sloganların ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu savunuyor.

LGBTİ+'lara Yönelik Artan Baskılar

İris Mozalar, yaşadıklarının tesadüf olmadığını ve LGBTİ+'lara yönelik artan baskıların bir sonucu olduğunu vurguluyor. Özellikle "Aile Yılı" ilanı ve 11. Yargı Paketi'nde yer alan düzenlemelerin transları ve varoluşlarını hedef aldığını belirtiyor. Mozalar, devletin çizdiği ahlak ve cinsiyet normlarına uymayan herkesin bu düzenlemelerden etkilenebileceğini ve toplumun denetim altında tutulmak istendiğini ifade ediyor.

Beyoğlu'nda trans kadınların yaşadığı evlere yönelik polis baskınları ve usulsüz gözaltıların da arttığını belirten Mozalar, polislerin trans kadınların kamusal alanda var olmasını engellediğini ve bunun transfobiyle bağlantılı olduğunu söylüyor. Ayrıca, dünyadaki politikaların da bu durumu etkilediğini ve Trump, Putin gibi liderlerin LGBTİ+'ları hedef alan politikalar izlemesinin Türkiye'deki durumu tetiklediğini ifade ediyor.

Mozalar, tüm bu baskılara rağmen mücadeleden vazgeçmeyeceklerini ve birleşe birleşe kazanacaklarına inandığını belirtiyor. Feminist Gece Yürüyüşü davası için 2 Aralık'ta İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde olacaklarını ve aynı gün hayatına sahip çıkan Serap Avcı'nın da duruşması olduğunu hatırlatıyor.

İris Mozalar'ın yargılanması, Türkiye'de LGBTİ+ haklarına yönelik artan baskıları ve nefret söylemini gözler önüne seriyor. Mozalar'ın davası, ifade özgürlüğü, ayrımcılık ve yargı tacizi gibi önemli konuları gündeme getirirken, LGBTİ+ aktivistlerinin karşılaştığı zorlukları da bir kez daha ortaya koyuyor.