
İran'ı Parçalama Planı mı? Cihat Yaycı'dan Şok Sözler!
İsrail'in İran'ın nükleer programını hedef alan son saldırıları, bölgedeki tansiyonu yeniden yükseltti. Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, bu saldırıların ardındaki asıl amacı ve olası senaryoları Yeni Şafak'a değerlendirdi. Yaycı, "İran ve İsrail arasındaki çatışmalar, aslında çok daha önceden planlanmış olan ve 'Büyük Ortadoğu Projesi' olarak bilinen, gerçekte ise 'Büyük İsrail Projesi'nin bir parçasıdır" ifadelerini kullandı. Bu değerlendirme, bölgedeki karmaşık ilişkileri ve geleceğe yönelik olası senaryoları daha da merak uyandırıcı hale getiriyor.
Büyük Ortadoğu Projesi ve İsrail'in Rolü
Yaycı, 2002 yılında dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Ortadoğu'da haritaların yeniden çizileceğini açıkça ifade ettiğini hatırlatarak, bu sürecin o dönemde başladığını belirtti. ABD'nin Ortadoğu'daki üç temel hedefi olduğunu vurgulayan Yaycı, bunları şöyle sıraladı:
- İsrail'in güvenliği ve bekası
- Petrolün Batı'ya kesintisiz akışı
- ABD dışındaki herhangi bir aktörün bölgede etkinlik kazanmasının engellenmesi
Yaycı, medyadaki çelişkili haberlere rağmen, ABD'nin bu çatışmalarda İsrail'in yanında durduğunu ifade etti. Müzakere sürecinin ise sadece bir bahane olduğunu savundu.
İran Rejimi ve Batı İlişkisi
Yaycı, İran rejiminin aslında Batı destekli bir yapı olduğunu iddia etti. 1979'daki İran Devrimi'nin Paris'ten yönetildiğini ve Humeyni'nin Fransız Hava Yolları'yla Tahran'a döndüğünü hatırlatan Yaycı, "Batıya düşman görünen İran rejimi aslında Batının bilgisi ve desteğiyle kurulmuştur" dedi. Bu durum, İran'ın bölgedeki rolünü ve gelecekteki olası senaryoları daha da karmaşık hale getiriyor.
İran'ın Parçalanması ve Türkiye'nin Rolü
Yaycı, gelinen noktada İran rejiminin miadını doldurduğunu ve Büyük Ortadoğu Projesi'nin hayata geçebilmesi için İran'daki rejimin değişmesi ve ülkenin parçalanmasının öngörüldüğünü söyledi. Bu projenin en önemli adımlarından birinin sözde bir Kürdistan devletinin kurulması olduğunu belirten Yaycı, İran'ın kuzeybatısındaki bölgelerden bu devlete bir parça çıkarılmaya çalışılacağını ifade etti. Yaycı, İran'ın doğrudan askeri olarak işgal edilmeyeceğini, ancak içeriden bir ayaklanma ile zayıflatılacağını öngördü.
Bu noktada Türkiye'nin tutumunun son derece önemli olduğunu vurgulayan Yaycı, "Güney Azerbaycan dahil, İran’daki yaklaşık 40-45 milyon Türk nüfusa Türkiye sahip çıkmalı, gerekirse garantör ülke olmalıdır. Bu, Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından da stratejik bir gerekliliktir" dedi.
Sonuç olarak, İsrail'in İran'a yönelik saldırıları ve Cihat Yaycı'nın bu saldırılara ilişkin değerlendirmeleri, bölgedeki karmaşık ve tehlikeli denklemleri bir kez daha gözler önüne seriyor. Büyük Ortadoğu Projesi'nin yeniden gündeme gelmesi ve İran'ın parçalanması senaryoları, bölgedeki aktörlerin ve özellikle Türkiye'nin dikkatli ve stratejik adımlar atmasını gerektiriyor. Yaycı'nın uyarıları, Türkiye'nin ulusal güvenliğini koruma ve bölgedeki Türk nüfusuna sahip çıkma sorumluluğunu bir kez daha hatırlatıyor.