Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP grup toplantısında yerel yönetimlerin yetkilerinin daraltılması ve merkezi yönetimin, özellikle de vali ve kaymakamların yetkilerinin artırılması yönünde bir sinyal verdi. Bu açıklama, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik devam eden tartışmaların gölgesinde yapılması, dikkatleri daha da üzerine çekti.
Belediyelere Kısıtlama, Kayyumlara Yetki mi?
Erdoğan, yerel yönetimlerdeki mevcut işleyişin zamanla sorunlara yol açtığını, kaçakların ve kötü niyetli organizasyonların aracı haline geldiğini iddia etti. Merkezi idare ile belediyeler arasındaki yetki tartışmalarının hizmetin önüne geçtiğini savunan Erdoğan, bazı belediye yöneticilerinin yetkilerini kötüye kullandığını öne sürdü. Bu durumun yolsuzluk, usulsüzlük ve yasa dışı oluşumlara kaynak aktarma gibi şikayetlere neden olduğunu belirtti.
Erdoğan'ın açıklamaları, özellikle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik soruşturmalarla ilişkilendirilerek, yerel yönetimlere yönelik yeni düzenlemelerin sinyali olarak yorumlandı. Erdoğan, İstanbul'da yürüyen soruşturmanın Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir suç organizasyonu örneği olduğunu iddia etti. Bu organizasyonun sadece yolsuzluk ve haraç boyutuyla sınırlı kalmayıp, ülke güvenliğini tehdit edecek boyutlara ulaştığını savundu.
Erdoğan'ın bu iddiaları, herhangi bir somut kanıta dayanmamasına rağmen, yerel yönetimlere yönelik kısıtlayıcı yasal düzenlemelerin gerekçesi olarak sunuldu. Erdoğan, yerel yönetimlerdeki yozlaşmanın ve denetim mekanizmalarının yetersizliğinin bu sorunlara yol açtığını belirterek, yaklaşımının parti odaklı değil, sistem merkezli olduğunu iddia etti ve diğer partileri müzakereye davet etti.
Merkezi Yönetimin Güçlendirilmesi
Erdoğan, merkeze uzak ilçelerin büyükşehir belediyeleri ile yaşadığı koordinasyon sorunlarına dikkat çekerek, bu ilçe belediyelerinin büyükşehirler karşısındaki yetkilerinin artırılmasını savundu. Ayrıca, il özel idaresi yapılanmasının da gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Erdoğan, seçimle göreve gelmeyen vali ve kaymakamların koordinasyon görevlerinin daha aktif hale getirilmesini önerdi.
İmar faaliyetlerinin de merkezi yönetimin kontrolüne bırakılmasını isteyen Erdoğan, kentsel rant üretiminin merkezi mekanizması olan imarla ilgili düzenlemelerin en baştan sağlıklı bir şekilde yapılması gerektiğini vurguladı. Ön hazırlığı iyi yapılmamış projelere kaynak tahsisinin önüne geçilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, aksi takdirde kayırma ve istismar süreçlerinin tekrar yaşanmasının kaçınılmaz hale geleceğini ifade etti.
Erdoğan'ın açıklamaları, yerel yönetimlerin yetkilerinin kısıtlanarak merkezi yönetimin yetkilerinin artırılması yönünde bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu durum, yerel demokrasinin işleyişi ve yerel hizmetlerin etkinliği konusunda tartışmaları beraberinde getirebilir. Özellikle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik devam eden soruşturmalar ve siyasi çekişmeler, bu düzenlemelerin siyasi bir motivasyonla yapıldığı yönünde eleştirilere neden olabilir.
Erdoğan'ın bu açıklamaları, önümüzdeki günlerde yerel yönetimler ve merkezi hükümet arasındaki ilişkilerin daha da gerginleşmesine yol açabilir. Yerel seçimlere yaklaşırken, bu tür düzenlemelerin siyasi sonuçları da yakından takip edilecek.