İstanbul Beylikdüzü'nde yaşanan çevre felaketi, vatandaşların tepkisine yol açtı. İddialara göre, ilçedeki atık sular doğrudan denize karışıyor. Özellikle Kavaklı Dere çevresinde yaşayan vatandaşlar, dayanılmaz kötü kokudan ve çevre kirliliğinden şikayetçi. CHP'li belediyenin sessizliği ise tepkileri daha da artırıyor. Peki, bu çevre felaketine kim dur diyecek?

Beylikdüzü'nde Çevre Felaketi: Atık Sular Denize Karışıyor!

Beylikdüzü Dereağzı ve Sahil Mahallesi sakinleri, atık suların Kavaklı Dere'ye karışmasıyla oluşan çevre kirliliğinden dolayı büyük mağduriyet yaşıyor. Vatandaşlar, pis suyun akıtıldığı derede oluşan dayanılmaz kokudan dolayı evlerinden çıkamaz hale geldiklerini belirtiyor. Duruma tepki gösteren mahalle sakinleri, yetkililerden acil çözüm bekliyor.

"Evimizin önünden geçen dere, adeta bir lağım çukuruna dönüştü. Pencerelerimizi açamaz olduk. Çocuklarımız hasta olacak diye korkuyoruz," diyen bir mahalle sakini, yaşadıkları çaresizliği dile getiriyor.

• Atık suların denize karışmasıyla deniz canlıları zarar görüyor.
• Kötü koku, bölgede yaşayan insanların sağlığını olumsuz etkiliyor.
• Çevre kirliliği, turizm potansiyelini düşürüyor.

CHP'li Belediyeden Neden Ses Yok?

Vatandaşlar, sorunun çözümü için defalarca belediyeye başvurduklarını ancak herhangi bir sonuç alamadıklarını ifade ediyor. CHP'li Beylikdüzü Belediyesi'nin bu konudaki sessizliği, tepkilerin odağı haline geldi. Vatandaşlar, belediyenin çevre sorunlarına karşı duyarsız kaldığını düşünüyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan bir çevre aktivisti, "Belediyelerin öncelikli görevi, halk sağlığını korumak ve çevre kirliliğini önlemektir. Beylikdüzü Belediyesi'nin bu konuda yetersiz kalması kabul edilemez," şeklinde konuştu.

Bu Çevre Felaketinin Sonuçları Ne Olacak?

Beylikdüzü'nde yaşanan bu çevre felaketi, sadece bölgede yaşayan insanları değil, tüm İstanbul'u etkileyebilir. Atık suların denize karışması, deniz ekosistemine zarar verebilir ve halk sağlığını tehdit edebilir. Yetkililerin bir an önce harekete geçerek bu soruna çözüm bulması gerekiyor. Aksi takdirde, bu çevre felaketinin sonuçları çok daha ağır olabilir.

Unutulmamalıdır ki, çevreye yapılan her türlü zarar, geleceğimize yapılan bir saldırıdır. Bu nedenle, çevre sorunlarına karşı duyarlı olmak ve çözüm üretmek hepimizin sorumluluğundadır.