Türkiye, 23 Mayıs sabahına İstanbul merkezli 36 ilde düzenlenen FETÖ operasyonuyla uyandı. Nefes Gazetesi yazarı Aytunç Erkin, TSK'ya yönelik bu son operasyonun perde arkasını kaleme aldı. Erkin'in yazısı, operasyonun neden bu kadar geniş kapsamlı olduğuna ve gelecekte neler olabileceğine dair önemli ipuçları sunuyor.

FETÖ'nün TSK İçindeki Gizli Yapılanması

Aytunç Erkin, "Veri havuzu güncellendi düğmeye basıldı" başlıklı yazısında, Başsavcılık açıklamasındaki kritik bir vurguyu öne çıkarıyor: "FETÖ’nün, TSK’da halen deşifre edilemeyen örgüt mensuplarının, 15 Temmuz darbe girişimine katılanlara oranla daha fazla." Bu ifade, örgütün TSK içindeki varlığının sanılandan çok daha derin ve yaygın olduğunu gösteriyor. Erkin'e göre, bu durum, devletin FETÖ ile mücadelede kararlılığını ve operasyonların sürekliliğini zorunlu kılıyor.

Erkin, yazısında şu önemli noktalara dikkat çekiyor:

• Operasyonun, uzun süredir devam eden titiz bir çalışmanın sonucu olduğu
• FETÖ'nün TSK içindeki hücrelerinin hala aktif olduğu
• Deşifre edilemeyen örgüt mensuplarının sayısının endişe verici boyutta olduğu
• Bu operasyonun, gelecekteki olası tehditleri önlemeye yönelik bir adım olduğu

Bu tespitler, TSK'nın içindeki FETÖ yapılanmasının ne kadar karmaşık ve tehlikeli olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Erkin'in vurguladığı gibi, bu mücadele sadece hukuki değil, aynı zamanda stratejik bir zorunluluk.

Operasyonun Muhtemel Sonuçları

Aytunç Erkin'in yazısı, TSK'daki FETÖ operasyonunun sadece bir başlangıç olabileceğine işaret ediyor. Deşifre edilemeyen örgüt mensuplarının varlığı, gelecekte yeni operasyonların ve soruşturmaların habercisi olabilir. Bu durum, TSK'nın içindeki temizlenme sürecinin henüz tamamlanmadığını ve daha uzun bir süre devam edeceğini gösteriyor. Ayrıca, operasyonun, TSK'nın moral ve motivasyonu üzerinde olumlu bir etki yaratması bekleniyor. Örgüt mensuplarının yakalanması ve adalete teslim edilmesi, TSK'nın kendi içindeki güveni yeniden tesis etmesine yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, Aytunç Erkin'in yazısı, TSK'daki FETÖ operasyonunun sadece hukuki bir süreç olmadığını, aynı zamanda stratejik bir öneme sahip olduğunu ortaya koyuyor. Operasyonun detayları ve olası sonuçları, Türkiye'nin güvenliği ve istikrarı açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle, gelişmelerin yakından takip edilmesi ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gerekiyor.