İsrail, Suriye'deki iç savaşın yarattığı karmaşadan faydalanarak işgal alanlarını genişletme stratejisini sürdürüyor. Son olarak, Dürzi azınlığının güvenliğini sağlama bahanesiyle Suriye'nin güneyinde askeri varlığını artırma kararı alması, bölgedeki gerilimi tırmandırıyor. Bu hamle, İsrail'in Suriye'deki askeri operasyonlarının ve hava saldırılarının yoğunlaştığı bir döneme denk geliyor.

İsrail'in Suriye'deki Askeri Operasyonları

İsrail ordusu, son günlerde Suriye'nin çeşitli bölgelerine yönelik hava saldırılarını artırdı. Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınlarına düzenlenen saldırı, rejime yönelik açık bir mesaj olarak değerlendirilirken, Hama, Lazkiye, Dera ve Kuneytra'daki askeri bölgeler de hedef alındı. Suriye devlet ajansı SANA'nın bildirdiğine göre, bu saldırılarda sivil kayıplar da yaşandı. İsrail'in bu saldırıları, Suriye'deki iç savaşın seyrini daha da karmaşık hale getiriyor.

Dürziler ve İsrail İlişkisi

İsrail'in, Suriye'deki Dürzi azınlığının güvenliğini sağlama gerekçesiyle Suriye'ye asker konuşlandırması, bu iki grup arasındaki karmaşık ilişkiyi gözler önüne seriyor. Dürziler, Orta Doğu'da yaşayan ve kendine özgü inanç sistemine sahip bir topluluktur. Suriye'de de önemli bir nüfusa sahip olan Dürziler, iç savaş sürecinde farklı gruplar arasında sıkışmış durumda. İsrail'in bu durumu fırsat bilerek Dürzileri koruma bahanesiyle Suriye'ye müdahale etmesi, bölgedeki güç dengelerini değiştirme amacı taşıyor olabilir.

Bölgesel ve Küresel Etkiler

İsrail'in Suriye'deki işgalini genişletme çabaları, sadece bölgesel değil, küresel düzeyde de yankı uyandırıyor. Bu durum, Rusya, İran ve ABD gibi büyük güçlerin Suriye'deki çıkarlarını doğrudan etkiliyor. Özellikle Rusya'nın Suriye'deki askeri varlığı ve İran'ın rejime verdiği destek, İsrail'in hamlelerini daha da riskli hale getiriyor. Bu gelişmeler, Suriye'deki iç savaşın daha da derinleşmesine ve bölgedeki istikrarsızlığın artmasına neden olabilir.

İsrail'in Suriye'deki Dürzi azınlığını koruma bahanesiyle işgal alanlarını genişletme stratejisi, bölgede yeni bir çatışma zemini yaratma potansiyeli taşıyor. Bu durum, Suriye'deki iç savaşın daha da karmaşık hale gelmesine ve bölgedeki güç dengelerinin yeniden şekillenmesine neden olabilir. Uluslararası toplumun bu gelişmelere nasıl tepki vereceği ve hangi adımları atacağı, Suriye'nin geleceği açısından belirleyici olacaktır.