İsrail ve İran arasındaki gerilim tırmanmaya devam ederken, dünya nefesini tutmuş gelişmeleri izliyor. 13 Haziran'da başlayan çatışmaların dördüncü gününde, uluslararası arenadan dikkat çekici açıklamalar ve hamleler geliyor. Özellikle G7 ülkelerinin İsrail'e verdiği destek, bölgedeki dengeleri değiştirebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

G7'den İsrail'e Güçlü Destek Mesajı

Dünyanın önde gelen ekonomilerinin temsil edildiği G7 ülkeleri, yaptıkları ortak açıklamada İsrail'e tam destek verdiklerini duyurdu. Açıklamada, İran'ın bölgedeki istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerine dikkat çekilirken, İsrail'in kendini savunma hakkı olduğu vurgulandı. Bu destek, İsrail'e uluslararası alanda önemli bir moral kaynağı olurken, İran'a karşı da güçlü bir mesaj niteliği taşıyor.

G7'nin bu kararlı duruşu, diğer ülkeleri de etkileyebilir ve İsrail'e yönelik diplomatik desteğin artmasına yol açabilir. Ancak, bu durum aynı zamanda İran'ın tepkisini çekebilir ve bölgedeki gerilimi daha da tırmandırabilir.

Diplomasi Trafiği Hız Kesmiyor

Savaşın başlamasıyla birlikte dünya liderleri arasında yoğun bir diplomasi trafiği yaşanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 11 ayrı ülke lideriyle yaptığı görüşmeler, sorunun çözümü için Türkiye'nin aktif rol oynama çabasını gösteriyor. Erdoğan, tarafları sükunete davet ederek, diyalog yoluyla çözüm bulunması gerektiğini vurguluyor.

Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ı nükleer anlaşmayı imzalamaması nedeniyle "aptallıkla" suçlaması, gerilimi daha da artırıyor. Trump'ın bu açıklaması, İran'ın nükleer programına ilişkin endişeleri yeniden gündeme getirirken, diplomatik çözüm umutlarını da zayıflatıyor.

İddialara göre, ABD ve İran bu hafta içinde bir araya gelerek görüşmeler yapacak. Bu görüşmeler, savaşın sona ermesi için bir fırsat olabilir, ancak tarafların tutumları ve beklentileri belirleyici olacak.

Çin'den Vatandaşlarına Uyarı

Çin, İsrail-İran arasındaki savaş nedeniyle vatandaşlarını uyararak, bölgedeki risklere karşı dikkatli olmalarını istedi. Ayrıca, bölgede mahsur kalan yaklaşık 40 bin Çinli turistin tahliyesi için çalışmalar başlatıldı. Bu durum, savaşın sadece bölgesel değil, küresel etkilerinin de olduğunu gösteriyor.

• Çin'in bu adımı, diğer ülkeleri de benzer önlemler almaya teşvik edebilir.
• Turizm sektöründe büyük kayıplara yol açabilir.
• Bölgedeki ekonomik faaliyetleri olumsuz etkileyebilir.

Savaşın dördüncü gününde yaşanan bu gelişmeler, İsrail-İran geriliminin sadece bölgesel bir sorun olmadığını, tüm dünyayı etkileyebilecek potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Uluslararası toplumun, sorunun çözümü için daha fazla çaba göstermesi ve diplomatik yolların denenmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bölgedeki istikrarsızlık daha da derinleşebilir ve küresel barış için ciddi bir tehdit oluşturabilir.

İsrail-İran savaşı, sadece iki ülke arasındaki bir çatışma değil, aynı zamanda küresel güç dengelerini de etkileyebilecek bir krizdir. Bu nedenle, uluslararası toplumun bu krize karşı duyarlı olması ve çözüm için aktif rol oynaması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, savaşın sonuçları tüm dünya için ağır olabilir.